254 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu kitapla ilgili ne hissedeceğimi bilemiyorum. Kitabı okurken aklımda o kadar canlandı ki sanki okumak değilde karaterin her adımında yanında gibiydim. Biçim olarak bölümlerin kısa kısa olması kitabı okumam da bir teşvikti ve farklı bakış açıları,farklı karakterlerin ağzından birbirleri hakkındaki yorumlarını okumak hoşuma gitti. Kitabı okurken sıkılmadım hatta yer yer gerildim ,bazen "bi'dakika ne alaka ,dur nasıl yani?" gibi tepkiler verdim. Sonu için herhangi bir beklentiye girmemiştim , kitabın yönelttiği gibi sadece "acaba nereye bağlanır?" fikri ile bitirdim kitabı. Çarpıcı bir sonla karşılaşmıyoruz kitapta ama yine de beni rahatsız etmedi bu, sadece belki birkaç sayfa daha bir şeyler yazılsaydı ve kitabın sonuna doğru aklımıza takılan şeyler biraz daha açıklığa kavuşsaydı daha iyi hissederdim. Gerçekten de deliliğin sınırlarında dolaştığını hissediyoruz Arif'in. Yer yer yaptığı şeylere anlam veremiyoruz. Hayatla ilgili tespitlerin ve tasvirlerin olduğu gerçekçi ama bir o kadar gerçeklikten uzak ,çarpıcı bir hikaye. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Tanıştığıma sevindim :)
Apartman Boşluğu
Apartman BoşluğuHakan Bıçakcı · İletişim Yayınları · 2011255 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
1.2.3.4  KORKMUYORUM . " Ama babam hiç öpmezdi ki beni. " Yıllar sonra bir arkadaşı, " Senin gözlerinde hiç silinmeyen garip bir hüzün var, " demişti. Oysa ki, görünen yasaklanmış, bastırılmış duyguların dışarıdan görünümüydü bence. Titiz mi titiz bir anne, otoriter bir baba. İki ağabey  ve kocaman bir yalnızlık.  Himm bir de gözlüleri. Okulların açılmasıyla kara listenin başına alınan " Oyuncaklar " . Toplanıp yüklüğe yatakların en üstüne konur ki kış boyunca ulaşılmasın. Sokağa çıkıp oynamak da yasak tabiki. Bir tek Yusuf' un geldiği gün var. Onunla olduğunda mutlu olsa da, gelince anlıyor ki göz muayene günü geldi. Yalnız büyüyen, kendisine hayali arkadaşlar edinen bir kız Zeynep. Fakat bu arkadaşlar bilinenlerden değil,  kah eski oturduğu apartman kah bir ağaç ile konuşur senelerce. Ve tüm bu yalnızlığın yaratmış olduğu boşluğu, büyüdüğü zaman her salı günü oyuncak müzesine giderek doldurmaya çalışır Zeynep.  Müzenin içerisini gezme cesaretini gösteremese de, kantininde oturmak ve sandalyeler ile konuşmak şimdilik yeterlidir ona... Zeynep e duygulanacak, keşke hiçbir çocuk sevgisiz büyümese diyeceksiniz. Bazı satırlarda çocukluğunuza gidecek( ki ben bunu yaşadım! ), bazen de tebessüm edeceksiniz.  Ama en önemlisi anne_babanın çocuklar üzerindeki tutumunun önemini ve sevginin ne derece önemli olduğunu anlayacak ve benim gibi yavrularınıza sarılma ihtiyacı hissedeceksiniz. @librumkitap dan basılmış olan
Ayşe Dündar
Ayşe Dündar
kaleminden bu güzel kitabı keyifle okuyun.
Bir, İki, Üç, Dört Korkmuyorum
Bir, İki, Üç, Dört KorkmuyorumAyşe Dündar · Librum Kitap · 016 okunma
Reklam
84 syf.
·
Puan vermedi
·
35 saatte okudu
Her yara iz bırakır muhakkak ama bazıları içimizi deler, orada bir boşluk oluşturur. Kimileri o boşluğu kaybettiği evladı yerine koyup sever, kimileri de o boşluğa şimdi kendisinden çok uzakta olan çocukluğunu ve çocukluğuna dair hislerini doldurur. Yolu birgün çocukluğuna düştüğünde dayak yemiş gibi olur. Bazı yaralar oluştuğu an fark edilmez,dönüp kendimizi incelemeyi gerektirir. Biz bir takım varsayımlarda bulunsak da gerçek ancak onunla karşılaştığımızda gerçektir. Bazı yaralar dinlenilmemiş bir baba sözüdür. Öyle bir söz ki evden uzaklaştıkça hayatın bizi daha da eve yaklaştırdığı, içte kabul etmesek de hep o büyük çatının sıcaklığının arandığı, varlığı inkar edilen yarayı taşıyan sözdür. Masallardaki kızlar da düşebilir, kaybolabilir , yol gösterene ihtiyaç duyabilir. Anne baba olmak omzun üstünden düşmeyen o eldir, güneş olmasa dahi peşimizi bırakmayan gölgedir. Kalple bilmek hissetmeyi gerektirir. Ve her hissediş içimizde bir yaraya gebedir. Kitabı okurken her öyküden bir yara çeşidi öğrendim, yarayı değişik yüzleri ile tanıdım bildim. Yara aynı olsa da günümüzde yarayı oluşturan sebepler geçmişinkilerle aynı değil bunu fark ettim. İnsana içini gösteren her şey kıymetlidir. O yüzden evde , arabada, denizde, bir apartman önünde, bir resme bakarken, sokakta, şehirden uzakta, hiç görmediğimiz Kudüs’te yazılmış bu öyküleri okuyun derim.
Hatırlı Yara
Hatırlı YaraMukadder Gemici · Dergâh Yayınları · 202070 okunma
254 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Türk Edebiyatı Fantastik Roman alanına aldığım bir kitap. Tek kelimeyle harika. Sakince ilerleyip sizi beklemdiğiniz bir anda ters köşeye yatırıyor. Tekrar okuyasım geldi\o/
Apartman Boşluğu
Apartman BoşluğuHakan Bıçakcı · İletişim Yayınları · 2011255 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
Aynı olayın etrafında dönen, aynı sarı sabaha uyanıp aynı atmosferi soluyan, çeşit çeşit özlemlerin, heyecanların, pişmanlıkların, sevgilerin, hüzünlerin kahramanlarını buluşturacağız. Satırlar arasında bu Fazıl az önceki değil mi, şu Bolnaz apartmanı Şerife'nin apartman mıydı, e Özlem de orda değil miydi diye karakterlerin yollarını kesiştirmeye çalışırken bulucaksınız kendinizi. Aynı sarı toz bulutunda aynı sarsıntıya uyanan her karakterle siz de bir kere daha uyanacak işte sonra 'bu dünya neden?' diye sorup sorup devamındaki boşluğu herseferinde farklı tamamlayacaksınız! . Mevsimsel Not; onca beklemenize gönlüm razı gelmese de; kitabın baktıkça serinleten o güzelim kapağının gücü adına, kitabı şöyle hakkını verecek bir yaz sıcağında okumanızı öneriyorum.
Sarıyaz
SarıyazMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20194,218 okunma
254 syf.
·
Puan vermedi
Apartman boşluğu okuduğum ilk Hakan Bıçakcı kitabı.Çok değişik , çok güzel bir kitap...Easasen kitap hakkında pek bir düşüncem ve malumatım yoktu.Okudukça daha çok sevdim.Elbette psikolojik gerilim türünde çok daha güzel eserler var. fakat bu kitap beklentilerimi karşılamaya yetti.
Apartman Boşluğu
Apartman BoşluğuHakan Bıçakcı · İletişim Yayınları · 2011255 okunma
Reklam
28 öğeden 21 ile 28 arasındakiler gösteriliyor.