Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
85 syf.
8/10 puan verdi
şeker portakalı kitabın serisinin 3. olan Delifişek kitabında Zeze artık genç bir delikanlı olmuş ve hayatın gerçek yüzleriyle karşılaşmıştır. haklarını aramaya çalışan, özgürlüğünü elde etmek için uğraşan ve aşkı için mücadele verdiğini okuyacaksınız.
Delifişek 85 sayfa olup hemen okuyup bitirebileceğiniz bir kitap.
Kitapla kalın.
Hem Yetim Hem Delikanlı
Anadolu köylerden birinde savaştan kurtulan ve tek başına bulunan Yusuf'u kurtarıp kendi çocuğu gibi ona merhamette bulunan Salâhaddin Bey, Yusuf'u hem babası oldu hem yol arkadaşı oldu. Yusuf ilk zamanlar Salâhaddin Bey'in eşi Şahinde Hanıma kanı ısınmamıştı ve bu durum aile içinde birtakım sebeplere yol açtı.Bu ailenin bir de Muazzez isminde bir kızı vardı. Yusuf hep ona sahip çıkmak zorunda kaldı. Çünkü Şahinde Hanım ve Salâhaddin Bey günlük işleri yoğundu. Gün geçtikçe Yusuf ile Muazzez arasında bir aşk başladı. Bundan ikisinin de haberi yoktu ama birbirlerinin hislerine tercüman oluyorlardı. Aynı zamanda Muazzezi isteyen komşular da vardı. Bu komşular eli ayağı düzgün kişiler değildi... Zaman ilerledikçe Yusuf Muazzezi kaçırmak zorunda kaldı ve küçük bir kasabada evlendiler tekrardan evlerine döndüler. Salâhaddin Bey vefat edince bütün yük Yusuf'a kaldı. Yusuf bu durum içinde çok zor günler geçirdi. Sürekli evden ayrılmak zorunda kalıyordu. Bu hem kendisi için hem Muazzez için dayanılmaz bir durumdu. Muazzez'in kötü durumlar yaşadığını öğrenince bu kez onu o mahalleden korumak için kaçırmıştı. Muazzez yaralandı ve 2-3 gün geçmeden vefat etti. Yusuf için belki de yolun sonuydu çünkü hayattaki amacı Muazzez'e iyi bir eş olabilmekti ve artık o yoktu ve sevgisini pek gösteremediği için hayatında belki de birçok zorluk çekmişti...Bundan sonra Yusuf için yeni bir hayat yolculuğu başlıyordu...
Merhabalar bugün sizlere #başkalaşım kitabı ile geldim.
Kitapta bizi 3 öykü karşılıyor okuyacağınız 3 farklı yaşam ve içerisinden kendinizi bir şeyler çıkaracağımız bir kitap...
Önce cafer'in hikayesi karşılıyor bizi hayatı yaşadığı ve verdiği savaşlarla hep bir mücadele içinde geçen Cafer. Onca yoksulluğun haksızlığın karşısında adeta bir duvar gibi durmasının karşılığını alabilecek miydi Cafer?
Ah Salih ah böyle mi olacaktı dedim adeta okurken onca hayali onca hedefi bir kenara bırakması beni şaşırttı. Onun gördüğü kültürden uzak şehirde bir yerden sonra ayak uydurmak zorunda kaldı. Peki böyle olacağını bilseydi gelir miydi bu şehre ?
Hele sen Yusuf yağız delikanlı bir arkadaş kurbanı olmak bu kadar mı kolaydı. Oysa onun sadece tek derdi annesi ve iki kardeşiydi. Hayatına müdahil olan celal'den sonra bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Kardeş olmak arkadaş olmak aynı yolda yürüyeceklerini sandıkları zamanda neler geldi başlarına?
Kafanızda bir sürü soru işareti kalacak bir yorum bıraktım. Çünkü böylesi çok daha heyecanlı olacaktı. Kitabı diğer türlü yorumlamak kitaptan çok fazla spoiler vermekti bana kalırsa şimdiden merakla ve heyecanla okuyacağınız bir kitap olmasını dilerim...
BAŞKALAŞIM || GÖKHAN KELBAT
Merhabalar bugün sizlere Gökhan beyin kaleminden çıkan Başkalaşım adlı eseriyle geldim.
❝ Yaşamak kaba bir inançtır. ❞
Kitap bu kısa ama anlamı çok derin cümle ile başlıyor ve daha burda düşündürmeye başlıyor insanı. Herkesin anlam arayışı bambaşka bu hayatta. Kiminin amacı çok çalışıp başarıları ile mutlu olmak,
104 syf.
·
Puan vermedi
Gustav Aschenbach, 50 yaşında, Münihli, tanınmış bir yazar. Karısını erken yaşta kaybetmiş, evli bir kızı var. Sanata verdiği önemden dolayı “von” ünvanını alıyor.
Beş bölüme ayrılmış bu novelde, yazar Aschenbach’ın kendisiyle ilgili çıkmazları, ruh dünyasındaki çalkantıları ve içine düştüğü kimlik bunalımlarını okuruz. Sanata bakış açısı ile içsel yaşamı çelişen yazar, aniden gelen bir seyahat arzusuyla yola çıkar. Venedik’e yaptığı yolculuk, yazarın çözülmesini simgeler. Yıllarca katı kurallar içinde yaşayan yazar, bu yolculukla ruhuna doğru da bir yolculuğa çıkmış olur. Vardığı yerde güzelliğe olan tutkusu, aşka evrilir - Yunan tanrılarını bile kıskandıracak güzellikte, 14 yaşındaki genç delikanlı Tadzio nezdinde. Tadzio’ya tutkulu bir aşkla bağlanmıştır, her yerde onu takip eder ama sadece uzaktan izlemekle yetinir. Onun güzelliği ve gençliğinin yanında kendini çok yaşlı bulur ve beğenmez.
Son bölümde Aschenbach, Venedik’te başlayan salgın hastalık (kolera) haberini önceden almasına rağmen, tutkusundan ayrı kalma korkusuyla bu bilgiyi kendine saklar. Zamanla bu aşk, tıpkı Venedik şehrini esir alan salgın hastalık gibi ruhunu ele geçirir ve ölümü getirir.
1. bölümde yazarın yaratamama sorunu ve seyahat arzusu; 2. bölümde yazarın çocukluğu, gençliği, sanatçı kişiliği; 3. bölümde Venedik’e yolculuğu, 4. bölümde yazarın Tadzio’ya duyduğu derin tutku; 5. bölümde ise yazarın yaşamının son günleri anlatılıyor.
İsyan’ın Hikayesi
Lübnanlı yazar Amin Maalouf'un 1996 yılında yayımlanan kitabı "Doğunun Limanları", klasik teknikle yazılmış tarihi bir romandır. Oldukça heyecanlı ve merak uyandırıcı olan bu eser okurunu Doğu-Batı sentezinde yoğuruyor. Hikaye Adana'da başlıyor. Oradan Lübnan-Beyrut'a, daha sonra ise Fransa'nın kültür kokulu
