Kayıp Gölgeler Kenti... 
Kitap Dünyam ile #güncelikeşfet maratonumuzun haziran ayını şenlendiren kitabı... Okuması keyifli, nefes aldıran bir metindi... Açıkçası daha önceki okuma deneyimimden dolayı çekincelerim vardı ama maraton kitabıydı, okunacaktı... Bu sefer keyif aldım gerçekten...
.
Stalin üzerine kurulu fantastik bir roman Kayıp Gölgeler Kenti... Prag yolculuğu yapan anlatıcımızın ölüler diyarından ziyaretçileri ile, yoğun bir şekilde Stalin dönemine ait bilgiler yansıyor satırlara... Mucha kadınları fincandan, intihar etmiş bir doktor gazete haberinden, Kafka ve Stalin'in çevresindeki insanlardan oluşan oldukça kalabalık kişiler de bir yerlerden çıkıp geliyor... Bazıları ise küllerinden doğuyor desem yeri... Birbirleriyle karşılaşmaya yeminli gibiler ancak... Mekan ve boyut geçişleriyle oldukça fantastik bir kurgu Kayıp Gölgeler Kenti...
.
Farklı bir tarzı var Nazlı Eray'ın... Keyifli vakit geçirmek için okunabilir...
Mutlu günler keyifli okumalar dilerim.
Bir yazarın hayal dünyası üzerinden iki yazarın hayal güçlerinin, duygusal yapılarının ve yazmış oldukları eserlerindeki karakterlerinin jaynaşmsı ile biraraya gelmiş bir kurgu roman.
Gerçeğin ötesinde, farklı zaman ve mekanlarda geçen, fantastik öğeler taşıyan; diğer taraftan da tarihsel ve mitolojik öğeleri de içerisinde barındıran bir kurgu.
Nermin Bezmen 'in anlatımı ile onun ve yazar dostu Nazlı Eray 'ın bütünleşmiş öyküsü.
Dostunun iki kitabını okuduktan sonra farklı duygu yoğunluğu içerisine giren Bezmen onunla çok farklı bir iletişime girer ve bir gece yolculuğuna, rüyanın da ötesinde bir maceraya çıkarlar. Onlara bu yolculukta kimler kimler eşlik eder(İki yazarın kitabındaki karakterler)?
Bezmen 'in iki kitabını okumuştum yıllar önce, Nazlı Eray ise hiç okumamıştım. Bu kitapta iki kalemin de yazarlık tecrübelerini, yazarkenki ruh hallerini öğrenmiş oldum.
Kurgu ve anlatım güzeldi aslında ama sanki bns eksik gibi geldi. Ya d kitabın başındaki yolculuk ile ilgili planlamalar benim beklenti düzeyimi arttırdı diyeyim. Şu Melek Hasan bir sussa da artık başlasa şu yolculuk diye ne heyecan yaşadım. Kitap bittiğinde ise bu kadar mıydı diye üzüldüm.
Okuduğum kitaplardaki karakterler ile bir başka kitapta karşılaşmak, eski dostlar ile yeniden buluşmak gibi oluyor. Onun için biraz beklentim fazla oldu galiba.
Okumak, yeni kitaplarda buluşmak ve yeni kahramanlar ile tanışmak dileğiyle..
Canım dostum şahanemden den gelen bu kitabı 
Her Ay Okuyanlar Kulübü ile #heraybirdoğankitap etkinliği için seçtim.
Nermin Bezmen, Kurt Seyit ve Şura kitabını okuduktan sonra kalemini çok sevdiğim bir yazar oldu. Naif anlatımı, karakterlerini sanki gerçekmiş, yaşıyormuş gibi yansıtması, mekanları ve kurgularıyla gerçekten okunması gereken bir yazar. Nitekim Bir Gece Yolculuğu da beni şaşırtmadı ve yine bambaşka karakterlerle buluşturdu beni.
Bir başka kıymetli yazarımız Nazlı Eray ile sohbet etmesiyle başlıyor hikaye. Nazlı Hanım’ın kitaplarını okuduktan sonra Nermin Hanım’ın kafasında bir kurgu beliriyor ve başlıyorlar kitaplardaki karakterlerle fantastik bir yolculuğa. Öyle fantastik dediğime bakmayın gerçekten öyle, kanatları var hepsinin ruhunda…
Nazlı Eray’ın Aşık Papağan Barı’nda başlayan hikaye çok sevdiğim Abu Simbel’e kadar nasıl uzandı anlamadım. Sanki onlarla birlikte ben de kanatlandım, diyar diyar uçtum.
Bir yazarın zihnine dahil olmak kolay değildir, öyle ki bu kitapta iki yazarı daha yakından tanıma fırsatı buluyor bambaşka diyarlarda onların bilmediğiniz yönlerini tanıyorsunuz. Çok keyifli bir yolculuktu.
Bir Gece Yolculuğu