"Birisini eleştirmeye kalkıştığında, şu dünyada her insanın senin sahip bulunduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını hiç aklından çıkarma."
Kitap için yazılan incelemelerin geneli olumlu fakat beni çok etkileyen bir kitap olmadı. Çünkü hikaye çok sıradandı Aşkı için zengin olan ve onu geri almak için her şeyi yapan popüler bir erkek... Diğer tarafta kocasını sevmeyen bir kadın... Eskiden kalan yarım bir aşk hikayesi... Zengin, popüler insanlar... Tüm bu insanlardan daha alt sınıfta olan ve olayları anlamlandırmaya çalışan ve bizlere anlatan roman kahramanı...
Romanın bu sıradan konusundan ziyade yazarın anlatımı beni kitabın içine hiç çekmedi. Kitapta bir kargaşalık, bir kopukluk var. Belkide bu yüzden ısınamadım kitaba. Orjinal ingilizcesinde belki de böyle değildir fakat yapacak bir şeyimiz yok, okuyabildiğimiz dil Türkçe...
Aslında romandan ziyade beyaz perdeye uyarlanacak bir kitap olmuş ki uyarlanmışta. Hikayenin konusundan tutun karakterlere kadar kesinlikle film senaryosu. Hatta hikayenin sonu tam bir Yeşilçam klasiğiydi. Bu yüzden filmini izlemek daha keyifliydi diyebilirim.
Genel olarak bakıldığında pişmanlık duymayacağınız ama yer yer sıkılabileceğiniz, 20. Yüzyıl Amerika'sını anlatan bir roman diyebilirim. Hatta hikayenin arka planında anlatılan Amerika gerçekleri kitaba çok güzel işlenmiş. Benimde kitapta en beğendiğim şey buydu.
Tüm bu anlattıklarım bir kenara dursun; Yazarın bu eserle kendi amacına ulaştığını, yazarın eseri için söylediği şu sözlerle kanıtlayabiliriz: "Olağandışı, güzel, basit ve karmaşık desenli bir eser."
O zaman mevzu kapanmıştır. Herkese keyifli okumalar...