Bu yaşıma kadar ders çalışmayı bilmeden yaşadığımı farkettim... Çalışma masasına oturunca midemin bulanmasına, başımın dönmesine, sürekli masadan kalkmak için bahaneler aramama neden olan her şeyi sayıp dökmüş Başgil Hocam. "Çalış, daima çalış, fakat hırsı bırak." "Çok konuşma!" "Bir işe öfkeli ve sinirli iken karar verme. Bekle!" Bu cümleleri başka kişisel gelişim, verimli çalışma veya öfke kontrolü gibi kitaplardan da yüzlerce kez okumama rağmen bu kitapla ikna oldum. Gaza geldim sayın okur. Arada "Okuyucum!" diye hitap etmesi ise kitabı samimi kılıyor, sanki ders çıkışı ahşap bir mekanda semaver eşliğinde konuşuyor seninle. Bu kitaptan sonra Jules Payot'un İrade Terbiyesi eseri iyi gider. Galiba bu kitabı son okumam olmayacak. Her sene okunacak bir kitap, Başgil hocanın sonunda da belirttiği gibi, "Genç arkadaşım. Yukarıda sıraladığım düsturları okuyup unutasın diye değil; kulağına küpe yapasın ve ileride beni anasın diye yazdım. Senden beklediğim, beni hayırla anmandır."
Var ol Başgil!