Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Grange ile tanıştığım ilk kitap oldu ancak beklentimin altında bir kitapla karşılaştım. Bu tarz kitaplar okumayı sevdiğim hâlde bir türlü olayın akışına kaptıramadım kendimi. Belki de beklentim çok yüksek olduğu için böyle bir hissiyata kapıldım. Kitap, dış dünyadan tamamen kopuk, kendine göre kuralları olan Tebliğciler adıyla bilinen bir tarikatın içinde işlenen cinayetin araştırılmasını konu ediniyor. Başkahramanlarımız Niemans ve Ivana. Ivana ajan olarak tarikatın içine mevsimlik işçi olarak giriyor ve olaylar gelişmeye başlıyor.
Kitabın kahramanı küçük Louis Antioche nin geçmişiyle yüzleşmesi kuş bilimcisi Max Böhm ün Louis e leyleklerle ilgili görev vermesiyle başlamaktadır. Her şeyden habersizce yola çıkmaya hazırlanan küçük kahramanımızı önce Max Böhm ün ölümü daha sonra yolculukta başına geleceklerden olayın iç yüzünü anlar. Leyleklerin uçuş güzergahı Louis i gerçeğe götürüyordu bir bakıma.
Macera, korku, gerilim, aksiyon vb. duyguları hissettiren bu kitabı polisiye severlere tavsiye ediyorum...
Siyah Kan... #güncelikeşfet maratonumuzda ocak ayında okuduğumuz ek okuma kitabı olur kendileri... Ben 2012'de okumuştum aslında fakat kitaba dair sadece çok sevdim düşüncesinden başka bir şey kalmamıştı aklımda ve tekrar okuma düşüncem vardı... Maratonda seçilmesi de kendi adıma çok güzel oldu...
.
Grangé, benim okuma devamlılığımı sağlayan yazarlardan... Gerçekten zekice kurguları var... İlk okumamda bayıldığım kitabı bu sefer de çok sevdim ama ufak tefek aksaklıklarını da görmüş oldum/olduk...
.
Kitapta aslında katilin kim olduğunu bilerek ilerliyoruz... Mevzu neden öyle olduğu... Geçmişi pek parlak olmayan bir gazetecinin bu konuyu deşmesi (kitaba da uygun bir kelime), bizi insanın derinliklerindeki izlerin sonucuna götürüyor... Masumun suçlunun karıştığı anlatımlarda "siyah kan"ın etkileyiciliği ile sarmalanıyoruz... Polisiye/gerilim kitaplarda fazla açmadan ancak bu kadarını söyleyebilirim...
.
Grangé'in kalemine tanıklık etmemişseniz şayet belki şans verirsiniz bu kitaba... Ben Siyah Kan'ı sevmeye devam edeceğim hep...
Kahramanımız Jeanne Korova, küçük yaşta ablasını sıra dışı bir ölümle kaybeder ve adaleti sağlamak ve uygulamak için sorgu yargıcı olur. Kendi gibi sorgu yargıcı olan arkadaşından şehirde işlenen korkunç ve sıradışı bir kadın cinayeti olduğunu öğrenir ve onunla beraber olay yerine gider. Daha önce hiç karşılaşılmayan türde olan cinayet şekliyle şehirde başka kişiler ve en yakın arkadaşı da öldürülünce olayın peşine düşmeye karar verir. Öğrendiği bilgiler ve kurduğu bağlantılar sonucu tek başına katilin peşine düşmek için uzun yolculuğa çıkar.
Zekasına her kitabında bir kez daha hayran olduğum yazarın bu kitabını da soluksuz okudum. İnanılmaz bir kurgu , en ince detayıyla düşünülmüş olaylar ve başından sonuna müthiş bir adrenalin. Ayrıca kitabın içeriğinde değinmiş olduğu kanibalizm, yamyamlık,psikoanaliz, otizm, şizofren ,kalıtsal hastalıklar , kabileler ,kökenler ilgili değindiği konular da ciltler oluşturabilecek düzeyde. Bu tarz kitaplarda spoiler vermeme adına fazla detay veremiyorum ama katilin kitabın başında kim olduğunu verip sonunda altından öyle olaylar çıkarıyor ki . Her detayının müthiş bir zekayla harmanlanmış olduğu bu harika kitap kesinlikle önerimdir.
Grange'in okumadığım 3-4 kitabından biriydi Ölü Ruhlar Ormanı. İlk 3'e girmese de ilk 5e kesin girer. Sanırım Grange'in tarzını artık anladığım için kitap beni çokta sarsmadi. Katilin kim olduğunu da Grange olsaydı katili kesin böyle biri yapardı diye anladım kitabın ortasında. Kitabı hiç Grange okumamış olsaydım daha çok begenirdim orası ayrı. Hikaye olarak da özellikle başı çok iyiydi. Ama sona doğru çok gerçekçi gelmedi. Buna rağmen baş karakterde kendimi buldum. Bir kadını bu kadar iyi yazan erkek yazarlari her zaman takdir etmisimdir. Bununla beraber ben de dünyanın öteki ucuna katil peşine düşsem iyi gelir diye de düşünmedim değil. Kitap güzeldi okuyun :)
Bu adam ne yaşadı da böyle muhteşem hayal gücüne sahip dediğim kitaplardan birini okudum yine :) En çok da bu yazarın kitaplarında Türkler ya da Türkiye'ye değinmiş olması ilgimi çekiyor. Polisiye yazarlarının şahı bana göre bu Fransız yazar. Hem mistisizim, hem suç, hem cinayet hem de heyecan var kitaplarında.
Kitabın konusuna gelirsek Diane isimli etologun Tayland'dan evlat edinmesiyle başlayan olaylar zinciri ve cinayetler Türk-Moğol topraklarında son buluyor. Şaman kültürü ve Moğollar arasındaki mistik bağ dikkat çekici. Kitabın sonuna kadar heyecan hiç bitmedi.
Diane'nin mutsuz geçen çocukluğuna ve gençliğine inat cinayetleri araştıran baş komiserle gönül ilişkisi olmasını istedim gerçekten. Olabilirdi de.. Tabi adam ölmeseydi :)
Final tahmin etmediğim bir şekildeydi. Olayların baş kahramanı olabilecek kişiyi kafamda o kadar kurdum ki diğer ihtimali hiç düşünmedim. Bu nedenle benim için şaşırtıcı bir sondu. Çok da spoi vermeyelim. İyi okumalar...
Harika bir polisiye gerilim
Grange ye olan hayranlığım bir kere daha arttı. Uzun zaman oldu bu yazarı okumayalı. Ne kadar da pişman oldum. Olayların kurgusu işlenişi akıcılığı karşısında nutkum tutuldu. Daha önceki olaylarında kurgu biraz daha karmaşık tempo daha yüksekti. Komiser Niemansın yaşlanmasıyla beraber tempoda biraz düşmüş ama bu kitabın mükemmel oluşundan bir şey kaybettirmemiş. 2 polis vahşice işlenen bir cinayet. İpuçları bizi en ummadığımız kişiye en ummadığımız bir olaya götürecek. Nasıl ya ? diyeceksiniz. Asla hiç bir konu askıda kalmamış. Çok tatmin edici bir roman ️ iyi ki bu yazarı tanımışım. Tavsiye edilir. 10/10
