Çocukluğumun en sevdiğim fantastik filmi olan Harry Potter, roman olarak da okumaya değer. Üstelik bunu okuyarak, filme göre daha farklı bir tat alıyorsunuz. Kitap, filmle birebir uyarlanmadı. Uyarlanmış olsaydı, muhtemelen daha da uzar giderdi film.
Önce filmi izleyen birisiyseniz, zihninize filmdeki sahneler birer birer canlanmaya başlayacak. Karakterleri hatırlamak adına, karakterleri aratmaya kalkacaksınız. Sürekli olarak zihnimde sahnelerin canlanması, karakterleri aratmam da işte önceden izlemem yüzünden kaynaklanıyordu. Yine de yer yer farklı şeylerin olmasıyla ve yeniden beni filmi hatırlatmasıyla, kitap hoşuma gitti.
Bu arada yazarın hayal gücü, takdir edilesi. Kendisine ayrı bir dünya kurmuş, o dünyası hayal dünyası ve o hayal dünyasında entelektüel kimliğini de paylaşmış. Örneğin Nicolas Flamel isimli karakter, her ne kadar kitaptaki bir karakter gibi geçse de, gerçek hayatta yaşamış bir kişi. Felsefe taşı hikayesinin mimarı ise, aslında kendisidir.