Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Podcast: Kol Manşetinde Notlar, Mihail Bulgakov
Podcasti dinlemek için YouTube linki: youtu.be/VMcTa0tVdhA
Merhaba kitapçokseverler. Mihail Bulgakov'un hayatı ve tüm eserleri serimizin altıncı bölümünde yazarımızın, Bolşevikler tarafından Yeni Rusya iktidarının kurulduğu, yeni eğitim, yeni ekonomi, yeni kültür gibi sayısız yeniliğin ortaya çıktığı günlerde mesleğe nasıl atıldığını, gazete yazarlığından tiyatro oyunu ve roman yazarlığına uzanan sürecini hicivli öyküleriyle anlattığı Kol Manşetinde Notlar yapıtını konuşuyoruz.
Bulgakov’un keskin, sert ve neşeli diliyle Kiev ve Moskova’nın günlük hayatının bir panoramasını çizen öykülerinde, Rusya tarihinin akışını değiştiren, herkesin bir taraf seçmek zorunda olduğu günleri sizlerle paylaşıyoruz.
Keyifli dinlemeleriniz olması dileğiyle.
VOLTAIRE VE ESERLERİ ÜZERİNE
”Uzun yaşamı boyunca aklın her silahını kullanarak bitmek bilmez bir heves, tutkulu bir adanmışlık, hepsinden de öte korkunç alay etme yeteneğiyle uğruna savaş verdiği ideal kazanımları; hoşgörüyü, ruhani özgürlüğü, insanlık onurunu, adaleti kafalarımıza adam akıllı işlemiş ve bunlar sanki artık doğal yaşamımızın bir parçası, soluduğumuz hava,
Bulgakov, eserlerini, özellikle mizahını çok sevdiğim bir yazar. Bir iki kitabı dışında her kitabını okudum (Usta ile Margarita'yı sona saklıyorum) ve hepsini gönül rahatlığıyla tavsiye de edebilirim. Ancak Bulgakov'un en bilinen ve okunan eserleriyle diğer bazı eserleri arasında büyük fark var. Kol Manşetinde Notlar da bu diğer eserler arasında.
Kitap, daha çok okurlara dönemi yansıtan ve Bulgakov'un hayatından kesitler sunan hikayelerden oluşuyor. Kitabı yazarın diğer eserlerinden farklı kılan ise yazarın dili ve anlatış tarzı. Okumayı, hikayelere odaklanmayı zorlaştıran bir üslup var bu hikayelerde. Bazı hikayelerde ise anlatılanı gerçekten kaçırabiliyorsunuz ve karışıyor her şey. Bu sebeplerle kendi adıma okuma sürem de on günü geçti sanırım. Bunlara rağmen kitaba kötü diyemiyorum çünkü çok güzel öyküler de var ve Bulgakov bir şekilde kendisine bağlıyor beni.
Bulgakov'u gerçekten sevenler zaten herhangi bir eserini kaçırmadan okur ama daha önce yazarla tanışmamış olan okurlara tavsiyem ilk başta Köpek Kalbi, Genç Bir Doktorun Anıları gibi daha anlaşılır eserlere yönelmeleri. Herkese iyi okumalar ve şimdiden iyi yıllar.
Bulgakovun okuduğum ikinci kitabıydı ve sanki ilk okumam gereken buymuş hissini vermişti.
Anlatımı öye güzeldir ki, benim gibi rus edebiyatı ve rusya seven biri için gözümde canlandıyordu okuduğum sayfalar. Hatta türkçe çevirisi böyleyse orjinal dilinde anlatımı nasıl zevklidir kimbiir diye düşünmekten kendimi alamadığım bir yazar kendisi.
Henüz pişmemiş
Bulgakov'un üslubunu ve mizahını çok seven biri olarak bu kitabı düşünmeden almıştım ama çok sıkıldım ve okumayı bıraktım. Bu öyküler henüz olgunlaşmamış , dil ve anlatım kötü. Yazarın erken dönemlerindeki öyküler muhtemelen. Bulgakov'u seviyorsanız bu kitabı okumayın :)) Hiç tavsiye etmiyorum.
304 syf.
·
Puan vermedi
Bir dönemin; toplumun farklı kesiminde bıraktığı yaralar değişir fakat yaralar aynı izi taşır. Bir dönem nereden bakarsanız bakın acı taşır, yarım bırakır; insanları sevdiklerinden, hayâllerinden, geleceğinden,ümitlerinden ayırır. Belki de bir ümittir yaşatan insanı en çok ta böyle dönemlerde..kim bilir..