Steinbeck'ten okuduğum en kısa & en dokunaklı hikaye bu: Kino, karısı & bebeğiyle beraber küçük bir barakada yaşıyorlardır. Fakirdirler ama her sabah yedikleri sade kahvaltı, denizin & çevresini saran doğanın sesi onlar için eksiksiz bir hayattır aslında. Derken bebeklerini bir akrep sokar, ölüm kalım savaşı başlar. Para bularak bebeklerini tedavi ettirebilmek adına Kino denizin dibine dalar & kitaba adını da veren inci*yi bulur. Devamında ise okuyucu için duygu yüklü sayfalarla başbaşa kalmak düşer.
Hani okuyup bitti sıradaki dediğimiz kitaplar olur ya işte bu tam tersi bir kitap. Okudum, düşündüm, sindirdim, tekrar hatrıma geldi, yine gözümde canlandırdım, ihtimalleri düşündüm & öylece kalakaldım.
Önerimdir