Ya yaşadığımız hayat, yaşamamız gereken bir yaşam değilse?
Bunun nasıl ve ne zaman farkına varırız?,Acaba hayatlarımıza yönelik böyle bir sorgulama yaptık mı hiç? gibi sorgulamalara yönelten bir olay İvan İlyiç'in ölümü..
Her zaman gerektiği gibi yaşamaya özen göstermiş çalışkan,başarılı,kibar,titiz bir karekter hoş ve incelikli bir yaşam düsturu edinmiş bir şahıs İvan İlyiç.Bu yaşamı evlilik yaşamı ile hayal kırıklığına dönüşmesi ve yaşadığı talihsiz olay onu yaşadığı hayatın gerçekten yaşaması gereken yaşam olduğuna yönelik sorgulamaya ve yaşam ve ölüme dair farkındalığa yöneltir.
Acı,yaşam ve ölüm arasında yaşadığı her şeyin koca bir yalandan ibaret olduğu yaşadığı fiziksel acıyı daha güçlü bir manevi acıya dönüştürür onca başarı ve maddiyat içinde olmasına karşın geçmişe dönüp baktığında sadece çocukluk dönemi sevinçlerini yeniden duyumsayabilmektedir onun harici erişkin hayatında ise pek az böyle duygular yaşamıştır ve dönüp baktığı bu geçmiş teki bu duygu eksikliği yaşamının bu son döneminde yaşamakta olduğu bu hayata yönelik eksikliğin,korkunç yalnızlığının ve acının farkına varmasına neden olmuştur.
Evet..İvan İlyiç bu farkındalığa talihsiz bir olay sonucu ölüme yavaş yavaş sürüklendiği sırada sorguladığı yaşamı,çektiği acı ve yalnızlığının da etkisiyle geçte olsa kavuşmuş.Peki bizler de günümüzde hiç böyle bir sorgulama yaptık mı ? Yoksa bir acı olay sonrasında mı böyle bir sorgulamaya,farkındalığa yöneliyoruz?
Bir olay sonucu yaşanılan hayata yönelik felsefi bir sorgulamaya yönelten başarılı bir kitap.Herkese iyi okumalar.