O nasıl bir üslup öyle? Duyguların eşyaya perde perde yansıması, düşsel, capcanlı her şey... Öyle fantastik bir boyut katıyor ki anlatıma duvar nefes alıyor şaşmıyorsunuz, sandığın ön yüzündeki geyik resimleri canlanıyor aldırmıyorsunuz, ölüler canlıların arasında dolanıyor dönüp bakmıyorsunuz...Ve bu tarz roman akış seçeneklerini sonsuzlaştırıyor.
Diğer yandan basit bir kırsal yaşam zulmüne, bu zulme çiğdem çitleyerek izleyeyici olanlara, görmezden gelenlere, burdan beslenen zalimlere, çaresizliğe ve bu çaresizlikle devreden devr-i devrana tanık oluyorsunuz... Gölgesizler’ini beğenmemiştim ama “Beni Kör Kuyularda”ya bayıldım.
Mutlaka okumalısınız, sırf orijinal bir üslup şahitliği için de olsa okumalısınız.