#okudumbitti
Kutlu'nun deyimiyle 'modern bir Leyla ile Mecnun' hikayesi: Yoksulluk içimizde.
Hayatın debdebesi karşısında soluklanacağımız, eşyaya bakış açımızı sorgulayacağımız, postmodern yaşamın kofluğunu kesif bir küf kokusu gibi soluyacağımız,asıl manayı fark edeceğimiz,aşka ve hakikate dair, alem-i ervaha dair uzunca düşüneceğimiz bir durak bu hikaye.Bazen kabukla ilgilenmekten öteye geçemediğimizi suratınıza çarpıyor yazar ve 'içindeki yoksulluğu farket' diyor.Farket ki 'İnsan olduğunun şuuruna var' diyor.Farket ki 'fani olmanın sırrına mahzar ol' diyor.
Tasavvufta 'bir lokma bir hırka' felsefesininin yarattığı uzlet etkisi sanki kitap.Hikayeyi İçselleştirebilen her insan iktisadi mantığın ayarını bozar gibi geliyor bana.Dilerim;içimizdeki yoksulluğu farketmek imkanı sunan bu kitabın kıymetini bilebiliriz..
Kitabın içindeki karakterlere değinmenin bir mantığı kalmadı zira onlar aslında hakikate işaret eden birer nişane. Okuyunca siz de göreceksiniz Mutlaka okunmalı, okutulmalı. Özellikle Minimalistlere sesleniyorum: Okuyun :)
. "Eşyadan eşyaya seyahat edip durma. Kendine uzaktan bakmayı öğren." .
"Hayatın -indirimli satışlardan- bir süveter almaktan öte manâları olduğunu nereden bilecek...Süheylâ işte söylüyorum hayat bir imtihandır."(s.27)