Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Sezgin Kaymaz'la tanışmış olmak büyük bir mutluluk. Hikayeleri ve karakterleri o denli bizden ve tanıdık ki. Sıcacık ve çok samimi bir üslubu var. Kitaplarınin hemen hemen tamamı fantastik ögeler barındırıyor. Uzunharmanlar, Konya'da bir mahalle ismi, üniversitede okurken arada gezmeye giderdim, sokaklarında gezerdim:) Zindankale de öyle hakeza bir semt adı Konya'da. Elitizmden, kibirden uzak biri Sezgin Kaymaz. Ve bu da çok güzel. Selamlar saygılar...
Sezgin Kaymaz'ın okuduğum ilk kitabı. Başta kitap biraz karışık gelse de olay örgüsünü anladıkça daha çok içine girmeye başladım. Karakterleri ve olayları gözümde öylesine gerçekçi şekilde canlandırdım ki olayı yaşamış gibiyim. Sürükleyici desem yanlış olmaz zannediyorum. samimi, akıllıca, farklı, heyecanlı, anlatımı güzel. Naçizane fikrime güvenirseniz tavsiye ederim. Eğer okursanız hayal ederek keyifli okumalar dilerim.
Yine tam bir Sezgin Kaymaz kitabı.
İçerisinde bol hüzün, bol eğlence, bol kahkaha ve bolca da göz yaşı var.
Hayatımızda yaptığımız herhangi bir adımı değiştirirsek durumumuz nece oluru bize göstermiş yazarımız.
Şermin'in kafasını kaldırıp da bir ışığı görememesi olayları nasıl değiştirdi. Diğer insanların hayatlarına ne şekilde etki etti.
Sezgin Kaymaz çok içten yazan, halk dili konuşan, bir yazar.
Yazarın emeğine sağlık.
Yazarla tanışma kitabım.
İyi ki tanışmışım. Kalemini, kurgusunu, kafasının içini çok sevdim.
Olayı işleyiş şekli hiç boğmadı, fazlasıyla akıcıydı. Ben sevdiğim her şeyi yüceltirim. Zindankaleyi çok çok sevdim. Hele son birkaç bölümünü nefesimi tutarak okudum bile diyebilirim.
Rüyayla giriyoruz zindankalenin dünyasına. Rüya, rüya içinde rüya, rüyanın içindeki rüyanın içindeki rüya. Gerçek bir uyanışla da tebessüm ederek dönüyoruz kendi dünyamıza kitabın sonunda.
Birbiriyle bağlantılı insanların bağlantısız yaşamları, ve otuz sene sonrasında tekrar bağlanması.
Ya da aslında o bağlantının hiç kopmamış olması.
Bir kişinin tek bir bencilliği, kötülüğü, birçok kişinin hayatını tepetaklak edebilir mi?
Tek bir hamle, çeyrek asırdan da uzun bir süre sonra, 30 yıl sonra, birçok insanı yaşarken mezara sokabilir mi? Sonra da yaşamazken.
Okuyacak herkese iyi okumalar, hatta zihninin içinde izlenilebilecek bir kurgu olduğundan, bir de iyi seyirler dilerim.
Işığınızı hiç kaybetmemeniz dileğiyle.
Karanlık, aydınlığın altını çizer.
Biraz geç keşfettiğim fakat o lezzeti alır almaz "Bakale, Lucky, Medet, Deccal' in hatırı, Kün," kitapları ile okumalara, dinlemelere doyamadığım Üstad Sezgin Kaymaz'dan yine efsane bir kitabın sonuna geldim .Harika karakterlerden oluşturulan müthiş bir kurgu. Rüya içinde yaşam, yaşam içinde rüya. Soluksuz, heyacanla okutuyor, dinletiyor kendini. Storytell de Emre Melemez beyin sesiyle zaten kitap bambaşka bir boyuta taşınıyor. Keyifli okumalar dilerim.
Son dönemde keşfettiğim bir yazar Sezgin Kaymaz. Uzun zamandır sektörün içindeyim ve bu zamana kadar neden farketmedim bu yazarı kendime kızıyorum. Kalemi çok iyi Kaymaz'ın böyle bir akıcılık ,merak uyandırma görmedim. Bayıldım kitaba. Haa bu arada sadece bu kitap için değil yazarın bütün kitapları aynı ayarda. İyi yazarlardan biri. Herkes okusun bence . Geber anne,zindankale, Lucky, ateş canına yapışşın vs..
527 syf.
10/10 puan verdi
Beni Sezgin Kaymaz'ın kalemiyle tanıştıran kitabı. Ben son yıllar da (bir iki tanesini okuduğumda tat almadan okuduğumu fark ettiğim için) yeni çıkan yazarların kitaplarından uzak duruyordum. Kardeşim "hem yazarı arkadaşım hem de kalemi çok güze okuyunca seveceksin" dediği için okumaya başladım. Gerçekten çocukken Türk Sinemasında izlediğim filmlere benziyordu konusu. Sıkılmadım her bir sayfasını kafamda acaba şimdi ne olacak, sonunu nasıl bağlayacak, karakterleri nasıl mutlu sona ulaştıracak diye düşünerek çevirdim. Bu sıkıntılı günler de dudaklarınızdan bir gülümseme yayılmasını istiyorsanız kitabı okuyun derim ben.
Hiç beklemeğim kadar hızlı akan bir kitap. Baştan sona dili ve konusuyla sizi alıp son sayfaya kadar taşıyor. Birçok karakter, birçok olay hepsi bir yerde birleşiyor.
İki karganın romanın içindeki rolü harika bir detay olmuş. Metafizik faktörler, hayat kadınları, yıkımlar, felaketler, hayvan sevgisi, bolca sigara, kar kış soğuk üçlemesi, araya serpiştirilen aşklar, intikamların alınma şekli, kullanılana argo kelimeler, geçmişe gidip geri gelme durumu, anılar, kaoslar, hiçkimsenin hiçbir şeyden anlamayıp her şeyden anladığı bir yaşam, filozofvari konuşmalar yapan kadınlar/erkekler..
Sezgin Kaymaz'ın tarzına inanılmaz benzettim. (Özellikle Zindankale) Bence Sezgin Kaymaz sevenler İsmail Güzelsoy'un bu kitabına (başka kitabını okumadım) bayılacak.
Bu kitap inanılmaz derecede dejavu yaşattı bana. Şu an aklımdaki tek soru acaba Sezgin Kaymaz ve İsmail Güzelsoy birbirini tanıyor mu? Hadi tanımasa da birbirlerinin kitaplarını okuyorlar mı?
Yine yazmış yazacağını Sezgin Kaymaz. Zevkle okudum. Kesinlikle herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
Mistik olaylarla süslü, her anı merak uyandıran kitabın finali tam bir ters köşe. Sezgin Kaymaz’ın yine severek okuduğum kitaplarından birisi daha. Birde Ankara’da geçiyor ya çoğu kitabında olaylar acayip hoşuma gidiyor. Sokakları, caddeleri, mekanları hemen kafamda canlandırıyorum.
Kitap ta sigorta işleri yapan Davut ve dedesi Şadıman var. Diğer tarafta Çiğdem ve annesi Sevim, dayısı Selim var. Ayrıca Buzdolapçı Ali Fuat, Uzun Sedat, Sağlık Kabinci Kamil, Gökhan ve Suna var. Yazarımız Sezgin Kaymaz tüm karakterleri güzelce kitapta hem tanıtıyor hem de sevdiriyor bizlere, Davut ve Çiğdem üzerinden gelişen bir sürü gizemli, mistik olaylar bizleri iyice kitabın içine alıyor. Olmaması gereken dediğim birtakım olaylar çok garibime gitse de meydana geliyor. Bunları burada yazmayacağım çünkü kitap hakkında aşırı bilgi vermiş olurum. Okuyun bence şiddetle tavsiye ediyorum.
“İnsanın en büyük marifetidir unutmak.”
İki kişinin aynı anda gördüğü, uyandıktan sonra altlarına ıslattığı, kasvetli bir rüya. Rüyanın içinde iki bebek. Biri kız biri erkek. İkizler. Üç gün üst üste görülen aynı rüya ve ıslatılan yataklar, çarşaflar. Davut ve Çiğdem bu rüyayı gören kişiler. Sorguluyorlar haliyle. Birbirlerini hiç tanımayan kardeşler. Birbirlerinden bir şekilde ayrılmışlardır ya ayırılmışlardır. Ama hayatta gerçeklerin ortaya çıkması gibi bir özelliği olduğunu biliriz. Davut ve Çiğdem hayatta çok farklı rollerde birbirleriyle karşılaşacaklardır. Geceleri üst üste gördükleri rüya ise belki de gerçeğin ta kendisidir.
Değerli bir arkadaşımın yoğun ısrarlarıyla okumaya başladığım, konusunu bir hayli ilginç bulduğum, film izliyormuş gibi akıp giden, kabak çiçeği gibi daha başlarından itibaren açılan roman. Yazarını daha önce hiç duymamıştım, biraz da önyargı vardı içimde haliyle. Fakat bitirdiğim an kitabı, “ne okudum ben yaa” dedim :) yazarın okuyucuya tokat gibi verdiği son dersi de uzun süre unutamadım. Detaylar var, dikkat etmiyorsunuz okurken, ama yazar size onları öyle bir sonsözle anlatıyor ki, okuyucu kendini biraz da sersemlemiş hissediyor. Bana biraz “inception” filmini anımsattı. Yürekten tavsiye ediyorum, okuyunca pişman olmayacağınız bir eser. Arkadaşıma o yüzden bir teşekkürü borç bilirim. Var ol @shndemirer :)
Okuyalım, okutalım, tez elden yayalım dostlar. Sevgiler
#alıntı
“Öyledir insan. İlk ve en çok istediği şeydir sevilmek, ama ilk ve en çok suistimal ettiği şeydir sevgi. Kolaydır çünkü.”
Zindankale, Sezgin Kaymaz