“Çocuğun oyundan alıkonması ve devamlı ders çalışmaya zorlamak onun kalbini öldürür, zekâsını köreltir ve hayatı başına zindan eder. Sonunda çocuk dersten kurtulmak için hile düşünmeye başlar.”
Öğretmen, hangi öğrencisi için olursa olsun bir beklenti içine girerse o çocuk başarı gösterir. Dolayısıyla her öğrencimizi kazanabiliriz, her öğrencimizi başarı potasına sokabiliriz, her öğrencimize değer verebiliriz. Sınav notu bir puan bile artan, denemede bir net bile yükselen öğrenci başarı göstermiştir. Hemen alıp kabul etmeli, takdir etmeli, gayretini taçlandırmalıyız; sonra bu başarı istikrarlı bir şekilde artacaktır. "Başarısız" dediğiniz anda o öğrenci hiçbir çaba göstermeyecektir, bundan emin olabilirsiniz.
"Yalnız şu iki kimseye gıpta edilir: Allah'ın kendisine ihsân ettiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse; Allah'ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse."
Hz. Muhammed (sav)
Vazgeçmemeyi Aziz Sancar üzerinden anlatmalıyız. Yokluklar içinde nasıl başarılı olduğunu; Mardin'de on çocuklu bir ailede tek bir ayakkabıyla okul hayatında idare ettiğini, tıp eğitimi için geldiği İstanbul'da çalışma temposundan bir defa dahi bu güzel şehri gezemediğini, hatta Topkapı Sarayı'nın bile nerede olduğunu bilmediğini, eğitim için soğuk laboratuvarlarda, içine katık bile koymadığı kuru ekmek yiyerek, yangın hortumundaki suyla banyo yaparak başarılı olduğunu anlatmalıyız. Özellikle İstanbul Teknik Üniversitesinde yaptığı "Nobel" konulu konuşmada söyledikleri tabela yapılıp asılmalı: "Gözünüzü seveyim politikayla uğraşmayın, onu yapanlar var, çok çalışın. Ne yaparsanız, iyi yapmaya çalışın, çalışmadan olmaz. Ben öğrenciyken günde 18 saat çalışırdım. Gazeteler yazmıştı, çok zaman gecelerimi laboratuvarda geçirdim. Çalışmak kendimize, ailemize, milletimize vatan, namus borcudur. Annem derdi ki, 'Kibir Allah'a yakışır, insana yakışmaz.' O yüzden elimden geldiği kadar mütevazı olmaya çalışıyorum."
II. Mehmet'in şehzadeliği döneminde kaç öğretmen değiştirdiğini biliyor musunuz? Tam 6 öğretmen. Genç şehzadenin çabuk sıkılan bir yapısı vardı. Öğrencilerimiz sıkılabilir, yaramazlık yapabilir ama biz ısrarla devam edeceğiz. Kim bilir? Bir bakarsınız öğrenciniz İstanbul'u fethetmiş, çağ açıp çağ kapatmış.