Sabri ülgener, iktisadi literatürümüzün medar-ı iftiharı. Kitabi okuyunca onu medhetmenin ya da yerini takdir etmenin bizi aşacağını anliyoruz. Ekonomi bilimini edebi metinler üzerinden anlamak, yıkılış devrine biraz daha icerden bakmak için benzersiz bir eser.
Ülgener kitabını üç mesele üzerine inşa etmiştir. İlk bölümde, din zihniyet ve iktisadi yaşam üzerine genel bir inceleme yapmıştır. İkinci bölümde Weber’in İslam, İslam toplumu ve İslam iktisadı üzerine değerlendirmelerini incelemiş, üçüncü bölümde Weber’in değerlendirmelerini eleştirerek, İslam-tasavvuf-tarikat ilişkisi içinde Weber’in ortaya koyduğu görüşleri çürütmeyi istemiştir ve bunda başarılı da olmuştur. Harika bir disiplinler arası çalışma örneği, okunmaya değer.
Sabri Ülgener, nam-ı diğer Türk Weber. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin önemli isimlerinin başında gelir Ülgener. Çünkü Ülgener çağdaşlarının veya seleflerinin yaptığı gibi tercüme ile yetinmemiş tezleriyle birlikte senteze gitmiş bir isimdir.
1933 yılında Almanya’dan ülkemize sığınan birçok Alman profesör ülkemiz üniversite hayatının
Bizde sosyal bilimlerin en büyük isimlerinden biri şüphesiz merhum Sabri lgener'dir. Hatta "zihniyet araştırmaları" sahasında Ülgener Hoca'nın öncü ve kurucu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Her ahlâk sistemi gibi ortaçağ ahlâkının da, çatısını kuruncaya kadar, uzun bir oluş ve yoğruluşu vardır. Fakat bu yoğrulma, dış hayatla ilişiği olmadan sade kendi unsurlariyle örülüp tamamlanma demek değildir. Umumiyetle her hangi bir devrin ahlâk sistemi dışarıya doğru ne kadar kapalı görünürse görünsün, normlarını yalnız kendi içinde hazırlayıp yoktan var eder gibi meydana koymaz; belki geçmişten devraldığı veya çevresinde hazır bulduğu bir sıra kıymet ve ideal üzerine temellenir. Bu arada, ahlâk doktrinlerine düşen hisse, tabiatı ile, o idealleri kendilerine aktarıldığı gibi ifadelendirmekten ibaret değildir.