Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dostoyevskiyi susturmak
Düşünsenize Nazım Hikmet , Gülten Akın, Orhan veli , Suat derviş , Cemal Süreya Leyla Erbil, , Edip Cansever , Tomris uyar yasaklanıyor ! Ruhi Su, Aşık Veysel , Pir Sultan ezgileri çalan mekanların kapılarına kilit vuruluyor . Bedri Rahmi, Abidin Dino Fikret Mualla tabloları akademilerden kovuluyor . Kuzgun Acar , İlhan koman , Sabiha Bengütaş heykelleri paramparça ediliyor
Merhamet silinmiş acıma hissi kaybolmuştu
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
Tüm bilgi isteyen fanilere armağanım olsun
Sayfa 214Kitabı okudu
Doğaya iyi davranırsan seni Tanrı’ya götürür
—Kız, andavallı gibi ne bakıyorsun öyle! Cevriye parmağıyla yılan derisi iskarpini göstererek: —Bunu dikiz ediyorum be Nuri Abi. Göz ediyorum, kaş ediyorum gelsin diye, sağlam demir atmış, hem de işmardan anlamıyor! O zaman Madrabaz Nuri elini cebine atarak bir şey almış ve onun avcuna sıkıştırarak: — Altın anahtar her kapıyı açar, demişti. Al şunu da gir içeri. Bak, yılan oğlu yılan nasıl kuzu olup peşine düşecektir.
Suat Derviş 1970 yılının Ağustos ayında gözlerindeki rahatsızlığı tedavi ettirmek için Moskova’ya gider. Bir ay Moskova’da kalır fakat ameliyat pek de bir işe yaramaz. Moskova’dan ayrılınca direkt İstanbul’a gelmek yerine ufak bir Sofya gezisi yapmaya karar verir. Gözleri bu dönemde çok az ve bulanık görür. Herhangi bir dostunun koluna girmeden yürüyemez. Buna rağmen ihtiyar Suat’ın en büyük endişesi bu durumun yabancılar tarafından fark edilmesi ve ona acınmasıdır. İstanbul’a döndüğünde ortalık iyice karışmıştır. Tüm tehlikelere rağmen evini sol görüşlü gençlere açar. Ancak büyük para sıkıntısı çekerler. Suat Derviş, yaptığı çevirilerle ya da aileden kalma iki-üç parça eşyayı el altından satarak takviye yapmaya çalışır. Her şeye rağmen tehlike büyüktür. Sonunda ev polislerce basılır. Birinci Şube’ye götürülürken, endişelenen gençlere, “Ne güzel eylem içinde öleceğim,” diye karşılık verir. O gençlerin hikâyesini hepimiz biliyoruz. Denizlerin ve Mahirlerin hikâyesini...
Reklam
Suat, bu iki romanın telif hakları sayesinde maddi olarak biraz rahatlar ve Berlin’e geçer. Sağlığı giderek bozulan Hamiyet, eski kocasının desteği sayesinde uzunca bir süre için İsviçre’de bir sanatoryumda yatar. Bu süreçte ablasının yanında olamaz. Zira eşi Reşat Fuat tahliye olmuştur. Dolayısıyla yazar 1961 yılında İstanbul’a döner. Çift durmaz, duramaz. Yaşamak için çalışmaya devam ederler... Reşat Fuat Baraner, Eminönü’nde, Mimar Han’da Doğu-Batı Tercüme Bürosu’nu açar ve sabahtan akşama dek, Almancadan ve Fransızcadan Türkçeye noter tasdikli çeviriler yapar. Suat Derviş ise son romanını tefrika eder. Aksaray’dan Bir Perihan, 17 Aralık 1962 – 22 Şubat 1963 tarihleri arasında altmış sekiz sayı olarak Gece Postası’nda tefrika edilir. 
En ince duyguların , en yüce düşüncelerin en güzel çiçekleri ancak Ana dilinde açar. Türkçesini söyleyeyim mi? " Ben sövmenin de sevmenin de tadına ancak Ana dilimde varırım! " Ana dilimi benden aldılar mı, ben benlikten çıkarım, öksüz kalırım, yok olurum.Ana dilim yurdum yuvam, anam babam, sevgilim kısaca benliğimdir benim ...
Sayfa 268Kitabı okudu
Çünkü, kırıcı sözler, insan ruhunda derin yaralar açar.
Sayfa 58 - Altın Kitaplar Y.Kitabı okudu
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.