“Kendi kendime diyorum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğan, büyüyen, oynayan Türk çocukları, milliyetlerinden tam bir derecede nasip alabiliyorlar mı? O semtlerdeki minâreler görülmez, ezanlar işitilmez, Ramazan ve kandil günleri hissedilmez. Çocuklar Müslümanlığın çocukluk rü›yasını nasıl görürler?
İşte bu rüyâ, çocukluk dediğimiz bu
Yaz geçmiş, kış geçmiş, can eskimiş, ruh eskimiş,
akıp giden zaman ömrün bahanesiymiş, uzun uzun
yaşamak değil, doya doya yaşamak en güzeliymiş.
Gün geçer, gece olur; gençlik biter, ömür son bulur. Yaprak sararır, dal kurur; ağaç devrilir, odun olur. Bu gemide düzen böyledir.
Ne üzülmeye, kırmaya ne küsmeye,
darılmaya, çıkacaksak eğer çıkalım yollar yapmaya... Köprüler kuralım arı, duru yüreklere…
Uzaklar yakın olur, yarım kalan dünler yarın tamamı
bulur. Yeter ki ulaşmaya meyilli, yol almaya sevdalı bir
yürek olsun.
- Ramazan KELEŞ
Kendi kendime diyorum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğan, büyüyen, oynayan Türk çocukları milliyetlerinden tam bir derecede nasip alabiliyorlar mı? O semtlerdeki minâreler görülmez, ezanlar işitilmez, Ramazan ve kandil günleri hissedilmez. Çocuklar müslümanlığın çocukluk rü'yasını nasıl görürler?
İşte bu rüyâ, çocukluk dediğimiz