Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kutlu Olsun....!!!
Hıdrellez, Türk ve Orta Asya kültüründe köklü bir geçmişe sahip olan, baharın gelişini, yeniden doğuşu ve bereketi simgeleyen özel bir gelenektir. Genellikle 5-6 Mayıs tarihlerinde kutlanır ve birçok ritüeli barındırır. Kökeni ve İnançlar Hıdrellez, Hıdır ve İlyas adında iki kutsal kişinin buluşmasını kutlar. İslam inancına göre,
BENCE İYİ İLERLEDİM
bence iyi ilerledim Hâla ayaktayım Nefes alıyorum Gülüyorum ama ağlayamıyorum Ağlamak isterdim bir bulut misali Seller olup düşmek isterdim yer yüzüne Ama etrafımı yıkmadan
Reklam
Bazı zamanlarda bana doğrultulan silahın patlama sesiyle uyanır gibi oluyorum. Kâbusun bitişi gibi ama asıl kâbusun başlangıcı. Bazen titreyen ellerimle yakmaya çalışırken çakmağı, kendimi yakmak istiyorum. Parmak uçlarıma tuttuğum cılız ateş biraz sızı bahşediyor bana. Ardından bir şeyler hissetmenin aciz mutluluğu. Dilimi yakan çayı inatla içiyorum. Sigaramı daha sert çekiyorum ciğerlerime. Ve artık sigaradan son nefesi de çekiyorum. Çünkü anladım, sigara bitince hiçbir şey son bulmuyor. Üç, beş satır karalıyorum. Karaladıklarım arasında kendimi kaybediyorum. Bir şeyler düşünüyorum, hep düşünüyorum. Düşüncelerim arasında cesedimi bile bulamıyorlar. Öyle yokum. Öyle yok olmuşum. Dişlerimi sıkarak geçirdiğim her gece, acıdan kıvranırken dâhi yalnız olmamın tânrının bir oyunu olduğuna inanıyorum. Ben bir şeyler yapıyor ve en nihâyetinde yaşıyorum. Şimdi susup bir sigara yakıyorum. Bu gece gelme yamacıma. Ateşim artık yalnızca bana zarar vermiyor.
Jack London
bugüne dek okuduğum 5 Jack London kitabının beğeni sıralaması; Kızıl Veba Martin Eden Bir Kuzey Macerası Ateş Yakmak Vahşetin Çağrısı
''Aptallar sultasında işler, istenilenin tam tersinde eylem bulur. Birlik ve dirilik istenir, ateş ve baruttur oysa arzulanan; yakmak için insanlığı. Dün ve bugün çıkarımı ile yarınlar anlaşılmak istenir; tellallar haykırır, acı gerçeği, besleyip büyüttükleri bu insanları, öldürebilecekleri kötümser gücü. Sırıtır durur bu insanlık, adi bir gülümsemeyle, yüz hatlarından akarken öfke ve nefret, içlerinin bayağı ve kokuşmuş olduğu yargısı es geçilerek; aydınlıklarda buluşmak dileği. Anla beni, değil sizin korkutmaya çalışan ikiyüzlü tavırlarınız... yunduğunuz kirli yer bile, bir gün temizlenecek, paklanacak; arıtılacak dehşetle tüttürülmeye çalışılan toplum ve koparılmayacak kendilerinden asla...'' D.p
"Artık kuşların seslerini dinlemek istemiyorum.. Bir günlük ömrü olan kelebeklerin güzelliğini de.. saklanmak... Saklı tutmak istiyorum yalnızlığımı, yıkılmış duvarların altın da, soğuk kış gecelerine ateş yakmak istiyorum. Karanlık sıçramadan üzerime, bir kibrit daha tutmak istiyorum sensizliğe.." İbrahim ÇEKİN
Reklam
"Önüm arkam sağım solum aşk bee", var mıydı bu oyunun adını bilen? Hani herkes saklanırda, onları ararsın deli misali sokaklarda, sonra biri gelir vurur duvara ve "sev bee" der sana! Pişmanlık mı yoksa bir içim su mu, karar veremeden bir diğerini aramaya koyulursun. Ayak sesleri patır patır, nefes sesleri hırıl hırıl, tıkandı tıkancak o ecele koşuşturan adımlar, vurursun duvara o yetişemeden "sevmedim seni" dersin! Güneş turuncuya boyanır usulca, sessizlik baş gösteren misafir gibi adımlarını atar, yorgunluk güneşi kıvıra kıvıra sarıyor, akşamı yakmak için bir ateş tutuyor yıldızlara ve o geliyor! Oyunun son ve en kırgın koşuşturması, yetişmek imkansız ona, "sev bee" demek için çok geç, her yanım kırık bir dal parçası gibi dökülüyor! Bana bakarken yüzündeki ifade, bir aşkın iadesi gibi "sevmedim seni" derken, sönüyor bütün yıldızlar, geride kalan tek şey "seni sevecektim" kalıyor... İbrahim ÇEKİN
Mancınık
Mancınık, topun keşfinden önce kale muhasaralarında kullanılan bir çeşit harp âletidir. Çalışma prensibi, gerilip bırakılarak, ucundaki taşı ileri fırlatan sapanın çalışma düzeninin aynısıdır. Mancınığa konan taş, gülle ve büyük oklar, uzak mesafelerden top mermisi gibi düşmanın üzerine atılırdı. Mancınıkların tarihi çok eski olup, sağlam kaynaklara göre ilk olarak Nemrûd zamanında kullanıldı. Hazret-i İbrâhim’i yakmak için hazırlanan şiddetli ateşe yaklaşılamadığı için mancınık kullandılar. İbrâhim aleyhisselâm, mancınıkla ateşin ortasına atıldı. Fakat Allâh’ın izniyle ateş, Hazret-i İbrahim’e serin ve selamette oldu, onu yakmadı. Bundan sonra da mancınık, savaşlarda yaygın olarak kullanılmıştır. Asr-ı saâdette Tâif Kalesi’nin fethi sırasında da, Selmân-ı Fârisî radıyallahü anh tarafından yapılan bir mancınık kullanılmıştır.
Bunlar öyle kimselerdir ki hidayet karşılığında sapkınlığı satın almışlardır da ticaretleri kar etmemiştir,yolunu tutmuş da değillerdir! Bunların misali şunun misaline benzer ki bir ateş yakmak istedi.Ne zaman ki çevresindekileri aydınlattı tam o sırada Allah nurlarını gideriverip kendilerini karanlıklar içinde bıraktı artık bunlar görmezler Bakara 16-17
Jack London Ateş Yakmak
Reklam
Nazım Hikmet'in üslubunu yansıtmaya çalışan, özgürlük, sevgi ve umut temalarını işleyen bir şiir yazayım: Bir martının kanadında özgürlüğü gördüm, Denizin maviliğinde sonsuzluğu. Bir çocuğun gözlerinde sevgiyi buldum, Ve bir çiçeğin açılışında yaşamın sırrını. Dağların zirvesine çıkıp bağırmak istedim, Gökyüzüne dokunup yıldızları
524 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.