MONLÂ-YI ÂLİM RAMAZAN ABBÂSİYAN
Akl-ı kül ir bit nif, mekteb-i aşkî demek
Di bibitin madhakî tıfl-ı heves hân-ı aşk
Def'-i harâret diket, ma ji dilî zemherîr
La yezela ger mîya, âteş-i sûzân-ı aşk
Di besijet âlemî, âh-ı şerer-bâr-ı dil
Ger hebitin gafeki, mân-i tûfân-i aşk
Aşk ekolü, bütün aklını yitirmek demektir
Deyin ki yeni heves bir soytarıdır aşk
Ateşi düşürür amma gönlü zemheri kılar
Gelip geçici değil, ah yakıcı ateştir aşk
Yakar bütün dünyayı o kıvılcım saçan gönül
Bir yolunu bulunca, tufana gerekçedir aşk
Kurcalar durur insan tecessüsü geçmişle geleceği
Ve sımsıkı yapışır o düzleme. Gel gör ki zamandan
Münezzeh olanın zamanla kesiştiği noktayı
İdrak etmek, azizlere mahsus bir iştir-İ
ş de değil hatta, bahşedilen ve
Benimsenen bir şey, bir ömür boyu ölüm
Aşk, şevk, diğerkamlık ve teslimiyet içre. Pek çoğumuz için, başıboş an vardır yalnızca
Zamanın içindeki ve dışındaki o an,
O cezbe anı, kaybolmuş bir demet günışığında,
Gün yüzü görmemiş o zahter veya zemheri şimşeği
Ya da şelale, yahut hiç işitilmediği kadar
Derinden işitilmiş müzik, sensin müzik oysa
Sürdükçe o nağme.
Yeni tanıştığımız insanlara alışmaya çalışırken bir yandan da geride bıraktıklarımızı özleriz.
Sayfa 121Kitabı okudu
"Babil 'kargaşa' demektir. İnsan Babil'ini içinde taşır. Cennete benzer bir saray yapar kendine. Zamanla cennetini cehenneme çevirir. Babil'in o ünlü asma bahçelerinde geziyor gibi hisseder kendini. Başka bir ifadeyle kimisi Yusuf kuyuya düştü diye üzülür kimisi de kuyudaki cennetini görerek gül bahçesinde dolaşır. İçimizi cennet ya da cehennem yapmak kendi elimizdedir."
Sayfa 115Kitabı okudu
Popüler kitaplara baktığımızda duygusallığa abanıldığını görüyoruz, Kitapçı raflarında isminde aşk geçen yüzlerce kitapla karşılaşmak mümkün. Aşk Kırgınlıkları, Aşka Veda, Aşka Yolculuk, Aşkın Şehidi, Aşkın Zamiri, Aşkın Meali, Sanal Aşk Kaçamakları, Görücü Usulü Aşk, Posta Kodu Aşk, Aşk-ı Sür gün, Aşk-ı Zemheri, Ölümsüz Aşk... Bu tür romanlarda ağlak bir metin, basit, kötü bir Türkçe çıkıyor karşımıza. Yer yer cinsellik sosuna bandırılmış ya da tasavvuf kırıntılarıyla süslenmiş oluyorlar.
İnsan yapısı gereği acelecidir.
Aşık olmak, kuşlar gibi gökyüzünde uçmaktı.
aşk, zaten büyüklerin çocuklaşması değil miydi?
Erkekler aşık olacakları kadınlarda biraz Leyla biraz da Aslı özellikleri ararlardı, onları çöllere düşürecek ya da sonsuz acılara gark edecek.
Evleneceğin insani duygularınla değil, mantığınla seçmelisin! Zamanla duygular kaybolur ama mantik her zaman baş üstünde tutulur
Aşk içinde emek harcaman ve bir bedel ödemen gerek. kimileri bu yolda başını kaybeder, kimileri ise kendini bulur.
Kimisi Yusuf kuyuya düştü diye üzülür, kimiside kuyudaki cennetini görerek gül bahçesinde dolaşır.İçimizi cennet ya da cehennem yapmak kendi elimizde...
Tüm alemler ve içindeki varlıklar şahit olsun. Ben onu çok seviyorum ki...
Deneyimler dersttir...
Çünkü hayat, insanı önce sınav yapar sonra ders verir. Önemli olan yaptığımız hata değildir. Sorun ders alıp almadığımızdır. İnsan, aynı yanlışı iki kere yapma şansına sahip değildir...