Tertib sahibi olan zat, bir farz namazını veya İmam-ı Azam’a göre vacip olan bir namazı özürsüz yere veya hayız ve nifas gibi namazı düşürecek bir nitelikte olmayan bir özürden dolayı vaktinde kılmamış olsa, bu namazı, ilk vakit namazından önce kaza etmesi gerekir. Çünkü gerek kaçırılan namazların arasında ve gerek bunlar ile vakit namazları arasında sırayı gözetmek esasen şarttır. Ancak kazaya kalan namaz unutulup sonradan hatıra gelmişse veya kaçırılan namazlar çok olur da tertib sahibi olmaktan çıkılmışsa, vakit namazı kılınır.
İslâm'da uzun vadeli ve büyük krediler için kâr-zarar ortaklığı esası getirilmiştir. Çünkü karşılıklı yarar olmaksızın, insanların birbirine yardımcı olmaları süreklilik arzetmez. Özellikle kredinin hacmi büyüdükçe bunu karz-ı hasen ölçüleri içinde çözmek mümkün olmaz. Emek-sermaye veya yalnız sermaye ya da vücuh şirketinde olduğu gibi ortakların yalnız ticarî itibarları ile oluşturacakları ortaklıklar her türlü krediyi sağlamaya elverişlidir.
Sayfa 416Kitabı okudu
Reklam
Hayatın en yararlı ve en kıymetli saatleri ibadetle geçen zamanlardır. Boş yere veya kısa bir yarar uğrunda zamanlarını harcayan insanların namaz gibi yüksek bir ibadetten, devamlı bir mutluluk yolundan ve ilâhî huzurun zevkinden bir an evvel çıkıp kurtulmaya çalışmaları pek garip ve acınacak bir hal değil midir?
Etmekte şu levha-i tabiat, Bir halika pek açık şehadet Bilmem nasıl eylemekte inkar Hallak-ı Hakimi ehli gaflet? Her sahada parlayan bedayi Eyler bizi intibaha davet, Mağlup oluyor heva-i nefse Hayfa ki, zavallı ademiyet Dünyaya perestiş eyliyenler Nadim olacaklar en-nihayet Bir faide bahşeder mi heyhat! Vaktinde edilmeyen ne damet.
Yaratılmış hiç bir şey kendi kendine yokluktan varlığa gelemez, varlıktan yokluğa gidemez. Ve yaratılmış hiçbir şey, ne bir zerreyi var ede bilir, ne de bir zerreyi yok ede bilir.
Gerçekten Allah katında makbul din, yalnız İslamdır (Ali-i İmran, 19)
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.