Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünya bir testidir Ömür hanım, ömür bir su.. Sızar iğneucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir yudum mutluluk için. Ve bir gün ölümün balkonundan... Dökülür toprağa el içi kadar bir su. Yerde birkaç damla nem, bir avuç ıslaklık.. Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de.. Sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. Yıldım ömrümün kalıplarından. Beni duy ve anla...
Sevgisiz büyüyen nesilleriz bir damla sevgi ararken yitip giden gönüllerimiz var, ya da sevgiden sevgiye koşup da yine de tatmin olmayan yüreklerimiz, kimimiz bir boşlukta yașıyoruz ne yapsak dolmuyor,kimimizin sanki ezelden kırık dal var içinde bir türlü onarılmıyor, hepsini sevgisiz büyütülmeye borçluyuz yahut sevgiyi yarim yamalak görmekten..Biz suçlu değiliz..Biz sevilmemiş yeterli sevilmemiş çocuklarız..
Reklam
Sessiz gecelerde yalnızlığın sesi. Bir fısıltı gibi gelir kalbime. Hatıralar canlanır gözlerimden akar. Bir damla yaş olur düşer ellerime. Yıldızlar kayar dilekler tutarım. Sonsuz bir boşlukta yol alırım. Her adımımda o var bilirim. Kalbimden silinmez o sevgi derin. Gecelerin karanlığında umut ararım. Bir ışık gibi yol gösterir bana. Her nefesimde ismi yankılanır. Unutmak mümkün mü o anmadan. Zaman geçer anılar kalır geride. Bir gün gelir kavuşuruz belkide. Ama bil ki sevda sonsuzdur. Yalnızlığın sesi hep onu söyler bana.
Mustafa
Mustafa
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz.. İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık...
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsan yaradılışı tam bir eşitliğe razı olamaz. Ufak tefek imtiyazların teşvikine de muhtaçtır. Diyebilirim ki bizzat iyilik dahi ancak ceza görmesi ve ayıplanması icap eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir. Günde iki defa Edirnekapı ile Fatih arasındaki yolu en uzun zaman içinde, her adımı ayrı ayrı hayaller peşinde atarak gider gelirdim.
Rahmetini umarak Günahkar bir dille; Allah Azze ve Celle Ya Rasulallah, Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden, Kalbimizden seyrediyoruz seni.
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
152 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
İskoçyalı yazar
John Buchan
John Buchan
,
Otuz Dokuz Basamak
Otuz Dokuz Basamak
'ta bizlere macera-casus türünde bir hikaye sunuyor. The Guardian'ın En İyi 100 İngiliz Romanı listesinde 42. sırada yer alan roman, bir çırpıda okuyabileceğiniz akıcı bir hikaye anlatılıyor bizlere. Uzun süre Afrika’da yaşamış olan Richard Hannay İngiltere’ye döndüğünde kendini büyük bir boşlukta bulur. İngiltere'nin monotonluğunda hayatında bir heyecan istemektedir. Bir gün kapısında bir adam belirir ve peşindeki adamlara karşı kendisine yardım etmesini ister Hannay'dan. Bu gizemli misafir ertesi gün Hannay'ın dairesinde öldürülür. İşlemediği bir cinayetten kendini aklamaya çalışan Hannay, hem polislerden kaçarken hem de tüm Avrupa'yı savaşa sürükleyecek olan bir komployu durdurması gerekmektedir. Gizem çözme hikayesinden daha ziyade kaçma öyküsü denebilir kitap için. Karakter ile, polislerden ve komploculardan kaçarken soluksuz bir macera yaşıyorsunuz. Ancak bir kaç durum sizi rahatsız hissettirebilir. Tesadüf unsuru biraz abartılı bir şekilde kullanılmış. Karakter ne zaman bir şeye ihtiyacı olsa şansı hep yaver gidiyor. Bu durum biraz can sıkıcı olabiliyor. Ancak 1915 yılında türünün ilk denemelerinden olduğunu düşününce bu durum göz ardı edilebilir. Yine de okuması eğlenceli, kafa dağıtmalık bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Otuz Dokuz Basamak
Otuz Dokuz BasamakJohn Buchan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,016 okunma
461 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.