YA göründüğü gibi değilse hiç birşey.....
Ben zannediyorum ki ömürlerimizin teknesini istediğimiz sahile götürmek için yalnızca onun dümenini ele almak kafidir... Şimdi anlıyorum ki değilmiş...
Yollar görünmez kayalarla doluymuş, onlara çarpmamak lazımmış...
Daha fenası gizli cereyanlar varmış ki insan onlara kapıldığı zaman yolun değiştiğini, gittikçe uzaklaştığını fark etmezmiş... Ta ki kendisini başka sahillere düşmüş görünceye kadar...
Olayların, görünenin ardındaki görünmeyen gerçekler, onyargiyla baktığımız aslında asla öyle olmayan, çok başka durumlarin açığa çıktığı gerçekler, kitapta öyle güzel anlatılmış ki, şaşkınlıkla, hayretle, büyük bir üzüntü ve keder ile öğreniyoruz bizlerde gerçekleri...
Kitabın başında zalim, ilgisiz, duyarsız bir baba olarak tanıdığımız Mürşit bey çok başka bir insan olarak veda ediyor bize kitabın sonlarında..
Kızı Zehra; prensiplerinden asla tavis vermeyen, idealist, çalışkan, tuttuğunu koparan ama hiçbir duygu barındırmayan bir kişilik..
Ve bu iki karakterin arkasındaki gerçekler bambaşka..
.
.
En son nezaman bir kitabı gözyaşları içinde kapattigimi hatırlamıyorum ama bu kitap benk benden aldı, çok etkileyici çok sürükleyici oldukça duygusal bir okuma oldu benim için ..
.
.
Reşat Nuri Güntekin; "ACIMAK" kitabıyla aile içi ilişkileri ve sorumluluklarıni, adeta ders verir gibi gözler önüne seriyor...
Şehirden kasabalara sürüklenen, ardından birer birer ilkelerini bırakan bir adam ve hatalı bir evlilik sonucu korkunç bir sona yaklaşan bir aile....