İnsan dünya sahnesinde olduğunu unutup, bütün hikayeler mutlu sonla bitsin istiyor
İnsan, dünya sahnesinde olduğunu unutup, bütün hikayeler mutlu sonla bitsin istiyor..
Küçürek - Minimal - Mikro Öykü Nedir? | Kitap Önerileri
Bugün Youtube kanalımda dilimizde daha çok küçürek, minimal, mikro öykü olarak bilinen türü anlattım. Bu öyküler için tam manasıyla söyleyebileceğim kesin bir kelime sınırı yoktur. Bin kelimeden az olarak ifade edilen bu öyküler, kimi zaman tıpkı Ernest Hemingway'e atfedilen, "For sale: baby shoes, never worn," (Satılık bebek ayakkabıları, hiç giyilmemiş.) örneğinde olduğu gibi tek bir cümleden oluşabileceği gibi, birkaç paragraftan meydana gelmiş metinler de olabilir.
Bu öykülerde az kelime kullanımının temel amacı, yoğun, vurucu ve ani anlatımı sağlamaktır. Günümüzün hızlı temposunda daha da ön plana çıkan küçürek öykülerin aslında tarihi çok daha eskidir. Oscar Wilde, Franz Kafka, Jorge Luis Borges gibi Dünya edebiyatının önemli yazarlarının bu türde örnekler verdiği bilinmektedir. Bizim edebiyatımızdaysa Ferit Edgü, Sevim Burak, Sait Faik Abasıyanık, Ali Teoman, Necati Tosuner, Murathan Mungan gibi yazarlarımızın bu türe örnek teşkil edecek öyküleri bulunmaktadır.
Küçürek öyküler için kaynak kitap olarak Ramazan Korkmaz ve Mutlu Deveci'nin Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü adlı kitabı okunabilir. Ayrıca Dünya edebiyatında Macar yazar İstvan Örkeny'nin Bir Dakikalık Öyküler kitabıyla Türk edebiyatında Ferit Edgü'nün Doğu Öyküleri, Do Sesi ve İşte Deniz, Maria, Sevim Burak'ın Afrika Dansı ve Palyaço Ruşen, Necati Tosuner'in Yakamoz Avına Çıkmak, Ali Teoman'ın Öykü Uçları ve Murathan Mungan'ın Kibrit Çöpleri kitapları bu türe örnek eserlerdir.
Küçürek, minimal, mikro öyküleri detaylıca anlattığım ve örnek verdiğim videoyu izlemek için: youtu.be/0kE7ZJLbLG8
Kendini sana ait hissetmeyen hiçbir şeye sahiplik taslama. Senin olan, sana ait olan, sana dayanan, değil sesini varlığından bile mutlu olan kimselerle birlikte ol. Olmayan şeyleri değil, var olanı yeniden keşfet. Mutluluğun nerede gizlendiğini, onu en son nerede unuttuğuna bak. Dışarlarda kalan soğuklarda yanlarını içine al, kucağına al yüreğinde ısıt yeniden. Aradığın kaybettiğin şey sensin. Sık yüreğini, gözlerinden akıt kendini.. Avuç içlerine al ve yüzüne sür içine çek yeniden. Değişik bir şeyler yap. Çağın alabildiğine bozulmuşluğuna inat kendine bir iyilik yap, yüreğin sana geri gelsin.
(Mehmet Deveci - Yürüyelim mi Biraz)
Yaşamaktan Yorulanları sev.
Keskin Kılıç
Bir gece Feyd çölündeyim. Uyku âdeta ayağıma sarılmıştı, yürüyemiyordum. Devecinin biri korkunç bir yüzle yanıma geldi. "Kalk!" diye, öfkeyle devenin yularını kafama vurdu ve şöyle bağırdı:
"Niçin kalkmıyorsun? Çanın çaldığını duymadın mı? Yoksa burada ölmek mi istiyorsun? Sonra kafileye nasıl yetişirsin?"
* *
Rabbinle aran nasıl? O'ndan bir yabancı gibi bahsetmiyorsun değil mi? O'na seslenirken benim, diyorsun, ona teslimiyetin sıcaklığıyla Sesleniyorsun değil mi:
Benim Allah'ım...
Onunla uzun uzun konuşuyor musun dua duraklarında? Ona anlattıklarınla mesut, ona yakarmakla mutlu, ona dayanmakla cesur hissediyor musun kendini...
Mutluluk
Evi olandan daha mutlu kiracı, İşi olandan daha mutlu işsiz gördüm. Kendini Rabbinden gelen ve gelecek olan her şeye abartısız teslim edeni mutlu ve kavuşmuş; Mutlaka olmalı diye kendini yıpratanları yorgun gördüm. Duaları henüz kabul olunmamış olsa bile, ettiği dua ile huzura kavuşanı gördüm.