Eskilerinin prensiplerini beğenmeyen yeni filozoflar, sosyalistler , insanlar arasında birbirlerini sevecek, dostluk kuracak ortaya hangi kuvvetli nazariyeler koydular ?Evladım. Hikmet'im .Yavrum .Sen filozoflara bakma. Onların her çağda düşünceleri , usülleri, meslekleri değişir.Sen her vakit tabiata bak .Aslanın pençesi , filin dişleri ,yılanın zehri vardır.Tabiat bu kuvvetleri , bu hassaları onlara nefislerini korumak ve avlarını yakalamak , düşmanlarını yenmek için vermiştir .İnsanın zehri , pençesi yoktur.Fakat revolverler , toplar, tüfekler daha bin türlü şeyler icat eden zekası vardır . İşte bu da o demektir karşına bir canavar çıksa ne yapacaksın ?Zekanın icat ettiği öldürücü bir alet ile daha evvel sen ona hücum edeceksin.
Sayfa 19 - EverestKitabı okudu
Ah kardeş ah, beni deşme. Irak cephesindeydik. Zabitimizi oldürdük. Biz beş altı nefer firar ettik. Bu öyle bir mecburiyetti ki nasıl anlatayım, uzun. Hükümetler birbirine, asker kaçakları biz de bütün insanlara harp ilan ettik. Eskyaliğa vurduk. Çalarak, öldürerek yaşamaya başladık. Karı demedik kız demedik genç demedik ihtiyar demedik. Köy demedik, kasaba demedik kestik, vurduk, yaktik, yıktık. Kurşuna dizilmek istersen memlekete git, divan-ı harbin huzuruna çık. Ölmedense öldürmesi daha kolay değil mi efendi? Zaten memlekette ne kaldı ki! Ne tarla kaldi ne ev ne ana ne avrat ne evlat. Mademki senin ocağını yıktılar,canını yaktılar,sen de rast geldiğinni yakar yıkarsın vesselam.Dünya canavar oldu. Sen kuzu kalırsan ot bulamazsın. Ölür müsün öldürür müsün, diye işte alemin bu haline derler.
Sayfa 70 - EverestKitabı okudu
Reklam
Karanlıklardan gelen lafza-i Celal'in heybeti öntinde tüylerimiz diken diken oldu. Madam Altınyan titreye titreye kolumdan sikarak fisıl fısıl kulağıma: "içeride bir hoca vardır. Okor, püf idor. İnsandir acep? Yoksam evliyadır?" Virjini ağlayarak: "Bu Müslüman evliyadır. Gâvuruz deyi şimdicek bize çarpar ise? Kadınların bu korkularını teskin için mavera-yı kabirden işitiliyor gibi şu cevap geldi: " Korkmayınız gözüm. Korkmayınız. Ne evliyayım. Ne cinim. Ben de zalim haydutlar eline düşmüş sizin gibi beniâdemim. Madam Altınyan:" Vah zavallicık, bu fatal kuyu içerisine bizden evvel düşmüş insanlar vardır. (Karanlıktaki mechul zata hitaben) Baba efendi, biz bunda bir tnebr içerisinde kalmışız.Nereye gideceğiz bilemoruz. Bize biraz yürek veriniz ki yürüyelim."
Sayfa 197 - EverestKitabı okudu
290 syf.
10/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Kitap guzel bir macera romaniydi. Nef'i Bey kayinbiraderi Hikmet Enis ve Uşaklari Murtaza Efendi'nin Eşkiya elindeki mahpusluklarini ve donemin eşkiya yaşantisini canli bir sekilde anlatiyor.Huseyin Rahmi İstanbul hayatini cok guzel betimledigi gibi bu macera romanin da hakkini vermis. Akici bir cirpida okunabilecek bir eser. Kitapta eski Turkce kelimeler ve tamlamalar var ancak cok fazla degil. Normal gidisatta anlasilabiliyor. Yine de anlamini bilmediginiz kelimeler icin sonda bir sozluk mevcut bu da okuma hizini artiriyor. Ozgur yayinevindeki kitaplarda boyle degildi o yuzden bu yayinevini daha cok sevdim. En kisa surede satin alacagim. Iyi okumalar.
Eşkıya İninde
Eşkıya İnindeHüseyin Rahmi Gürpınar · Everest Yayınları · 201261 okunma
290 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Eşkıya İninde - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın o alıştığımız yalı ve konak hayatlarını içeren romanlarından farklı bir roman olan kitap; Nef’i Bey adlı zengin fakat son zamanlarda maddi sıkıntılar içinde olan bir “İstanbul Beyefendisi”nin, Değirmendere’de kayınpederinden miras kalan ve gelirinden ziyade gideri olan bir çiftliği denetlemek ve düzeltmek amacıyla, kayınbiraderi ve uşağı ile birlikte yola çıkmalarıyla başlar. Sarayın otoritesinin İstanbul dışında artık hiç hissettirilememesi nedeniyle her yerin eşkıyalarla dolduğu bir dönemde, Nef’i Bey’in böyle bir yolculuğa çıkması, hele ki İstanbul Asilzadesi kıyafetleriyle, göstere göstere taşraya gitmesi elbette ki eşkıyaların dikkatini çekerek kaçırılmasına açık bir davetiye niteliğindedir. Doğal olarak eşkıyanın hedefi haline gelen bu 3 şahıs bir şekilde punduna getirilerek kaçırılır ve olaylar başlar. Maruz kaldıkları eziyet, şahit oldukları zorbalık ve suçlar, kurtulma çabaları, bazen gülünç ama çoğunlukla acınası halleri Gürpınar’ın kalemiyle, bana çok keyifli bir okuma yaşattı. Şıpsevdi, İffet, Gulyabani ve Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç kitaplarından sonra Gürpınar’ın bu kitabıyla da tanışmak, yazarın tüm kitaplarının yakın zamanda sırayla okunması fikrime neden oldu. Tüm kitapsever dostlarıma keyif dolu okumalar dilerim.
Eşkıya İninde
Eşkıya İnindeHüseyin Rahmi Gürpınar · Everest Yayınları · 201261 okunma
Deliliğin birinci kanıtı, akıllılık iddiasında bulunmaktır.
Reklam
158 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.