1875 senesinde Azerbaycanlı bir zat, Melikzade Hasan Bey Zerdabi, bütün Rusya'da ilk Türkçe gazete olan haftalık Ekinci gazetesini, Bakü'de yayımlamaya başlamıştır.
Mâden ve kâğıt paralar kesat olursa, yani kıymetten düşerse veya geçmezolursa, İmam Ebû Yusuf'a göre pazarlıktaki, İmam Muhammed'e göre, revaçtan düştüğü veya kalktığı zamandaki altın üzerinden kıymeti verilir. Fetvâ İmam Ebû Yusuf'a göredir. Meselâ 300 lira borçlanıldığı zaman bununla bir altın alınabiliyor; borç ödendiğinde ise altın 400 liraya yükselmiş ise, borçlunun 300 değil 400 lira ödemesi lâzımdır. Ancak baştan 300 verip, "geri 400 isterim" denemez. Çünki altın fiyatının vaziyeti önceden bilinemez. Böylece alacaklı kesat ve galânın (enflasyonun) zararından korunmuş olur.
1950-1960 YILLARI ARASI.
1950'li yıllar. Tek parti iktidarından kurtulmanın sevinci yaşanırken kültür ve eğitimin başıboş bırakıldığı yıllar. Soğuk savaş yılları NATO'ya giriş ve ABD'ye tam bir teslimiyet. Türkçülerin ümitleri yine boşa çıkıyor, hayaller kırılıyor. Ekonomik kalkınma, yollar, fabrikalar... Fakat köylerden şehirlere
...DP büyük bir çoğunlukla iktidara gelmiş ve 27 yıllık CHP dönemi sona ermiştir.
22 Mayıs 1950'de Celal Bayar cumhurbaşkanı, Adnan Menderes başbakan oldu. Atsız'ın hocası Fuat Köprülü Dışişleri Bakanı, Milli Türk Talebe Birliği'nin eski başkanlarından Tevfik İleri Ulaştırma Bakanı idi. Birkaç ay sonra, 11 Ağustos'ta yapılan
Son devir İslâm hukukçularından Suriyeli Ebû'l-Feth el-Beyânûnî, müctehid hukukçuların ihtilaf sebeplerini şöyle sistematize etmektedir.
a-Şer'î nassın sabit olup olmamasında ihtilaf.
aa-Mestûrun haberinin hükmündeki ihtilaf. Mestûr, yani hâli bilinmeyen hadîs ve haber râvîleri, ulemâdan bazısına göre âdil sayılır, bazısına göre
Üçüncü bir kavle göre, eski şeriatlerin hükümlerinden, Kur'an ve sünnette haber verilip neshi sâbit bulunmayanlar, Hazret-i Muhammed'in şeriati hâline gelir. Hanefilerden Ebû Mensur, Kâdi Ebû Zeyd, Serahsî ve Pezdevî ile müteahhirîn ulemâsının tamamı böyle düşünmektedir. Hanefî mezhebindeki muhtar kavil de budur. Hazret-i
"19. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk yarısına kadar geleneksel aristokrat zümrelerin ve şeyhlerin öncülüğünde gelişen Kürt milliyetçiliği, 1960'lardan sonra bazı öğrenci ve aydınların öncülüğünde sol/sosyalist bir kimlik kazanarak dinî ve geleneksel kimliğinden peyderpey arındı ve seküler bir niteliğe büründü."
“Lise dönemi sol literatürü okuduğum zamanlara denk geliyor.
Ben hatırladığım kadarıyla din neredeyse anlamsız olmuştu benim için.
Daha çok olayı eşitlik ve ögürlükler sağlansın şeklinde savunuyorduk.
Ve bunun önünde din bir engelse, din de gitsin şeklinde bir yaklaşım vardı.”
Yeseviligin kurucusu Hoca Ahmed Yesevi'dir. Ahmed Yesevi, aynı zamanda Dinî Tasavvufi Türk Edebiyatı'nın ilk mühim siması olarak karşımıza çıkar. Ondan önce de Türk insanı, oldukça uzun bir zamandan beri İslâmî değerlere alışmış, tasavvufi fikirleri az çok benimsemişti. Türkler arasında onlara anlayabilecekleri bir Türkçeyle hitap ederek İslâmî hükümleri, tasavvufi esasları yaymaya çalışan dervişler vardı.Yahya Kemal’in “Bizim milliyetimizi asil ondan bulacaksınız” dediği ulu kişi Hoca Ahmed Yesevi’dir.Ahmed Hamdi Tanpınar’ın “Mazisiz bir hal olabilir; fakat gelecek imkânsızdır" sözü bu konuda düsturumuz olmalıdır.Ahmed Yesevi’nin tarihi rolünün yanında sosyolojik, kültürel, psikolojik rolünün de olduğu bugün artık bilinen bir gerçektir. 0, İslamiyetin kabulüyle farklı bir değerler bütünüyle karşılaşan halka bu dini, milli değerlerini koruyarak benimsemenin, kendine has yapmanın yolunu göstermiştir. Onlara tasavvufun temellerini öğreterek yeni bir hayat tarzı sunmuştur.Bunu yaparken sürekli yabancı tesirlerin baskısı altında olan Türk milletinin birlik halinde kalmasını sağlamıştır.
Adem oğlunda zerre kadar mana olmasa
Sen onu adam görüp adam deme
Duyması mana sırrından adam değildir
Sen onun suretini görüp mahrem deme
Eğer yürekte olmasa yüz derd yarası
Sakın, kaç onu hemdem deme
Gelin dostlar Allah zikrini daima söyleyin
Allah zikri gönül ülkesini açar dostlar
Estağfurullah ve istiğfarı dinmeden söyleyin Lanetli şeytan beden ülkesinden kaçar dostlar
Lanetli şeytan size düşman, hazır olun
Gece Allah gündüz Allah deyip ölün
Dar kabre gireceğiniz vakit nura dolun
Melekler Allah nurunu saçar dostlar
Allah nuru kabir içini aydın kılınca
Melekler karşısında ravzen koyunca
Mümin kal görüp onu hayran kalınca
Bu âlemin ışığnıdan geçer dostlar
Bütün ruhlar toplanıp gelince mübareğe Yardımcılar meşgul olunca tebareke
Dua kılıb yandıktan sonra kahr tek basma
Cümle ruhlar sevinip bir bir kucaklar dostlar
Yedi adım attıktan sonra Mimker-Nekir
Heybet ile girip gelince kılıp kahır
İki gözü ateş gibi yanıp bakıp durur
Nurunu görüp saygı gösterip kucaklar dostlar.
Gönül bağı yeşil iken bilmeden yürüdüm
Ömrüm geçti hazan oldu şimdi duydum
Dünyayı terk edip din yoluna adım attım
Binbir defa ağlayıp dua eyleyim sana