Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Onun için "okurdu" demek yetmez, okuduklarını yutardı, hem de çiğnemeden. Okumak onun hastalık derecesindeki alışkanlıklarından biri sayılmalıdır, neden derseniz, eline geçen her şeye, bir yıl önceki gazetelere, eski takvim yapraklarına bile aynı açgözlülükle saldırırdı. Evinde en çok sevdiği şey, sırtüstü yatarak okumaktı.
Sayfa 84 - Altıncı KoğuşKitabı okudu
2. Dünya Savaşı ve Auschwitz Toplama Kampı
II. Dünya Savaşı boyunca, 3 ana kamptan oluşan Auschwitz Toplama Kampı'na yaklaşık olarak 1.3 milyon insan sürgün edilmiş ve sadece yaklaşık 200.000 kişi bu kamplardan sağ kurtarılabilmiştir. Kampın kapılarını açarak içeride tutulanları özgürlüğüne kavuşturan ise Anatoly Shapiro isimli bir Kızıl Ordu komutanıydı. Shapiro; "Bu kampın
Reklam
6.yy da Kök Türklere gelen Bizans elçilerinin fena düşüncelerden arındırmaları için bir- iki kamın ellerindeki yanan dal parçalarıyla onların etrafında döndükleri ve ateşten atlatıldıkları Bizans kaynaklarında kayıtlıdır. Moğollarda da bu adet görülür ki on üçüncü asrın ikinci yarısına doğru Moğol hanının yanına gönderilen Hrıstiyan elçi ve papazların bütün kötülüklerden uzaklaştırılmaları gayesiyle ateşten atlatıldıklarını bilmekteyiz. Hatta müslüman Türklerde de bunlar gelenek halinde yaşamaktadır. Türk dünyasının pek çok yerinde Nevruz ateşinin külleri hem insanlar, hem de hayvanların barınaklarının eşiklerine serpilir ki yıl boyu hastalık, kötülük ve uğursuzluklardan insanlar uzak kalsınlar. Anadolu da Hıdırellez şenlikleri sırasında ateşler yakılır ve yaşlı-genç herkes bunun üzerinden atlar. Bu sırada insanlar “ağurluğum, uğurluğum bunun içine “ der.böylece yıl boyunca hastalıktan ve uğursuzluktan uzak kalınacağına inanılır.
368 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Shakespeare, oyun, tiyatro, perde; Beethoven, senfoni, orkestra, konser; kıyamet, grip, salgın, ölüm; din, tarikat, cinayet, kutsal; Hollywood, film, aktör, başrol…vs vs.. İstasyon on bir yakın zamanda tanıdık bir konuyla tehlikeli bir hastalık sonucu meydana gelen kıyameti farklı bir anlatı sanatsal anlatımla kaleme almış. İstasyon On Bir,
İstasyon On Bir
İstasyon On BirEmily St. John Mandel · Pegasus Yayınları · 2017102 okunma
İstanbul her zaman için sübvansiyonu olduğu kadar sıkıntısı da olan bir şehirdir. Fakat şehir maalesef 1960’tan sonra süratle bozulmaya başladı. Bugün bu büyük göçün, büyük bozulmanın başlamasından aşağı yukarı yarım asır geçti ve bu daha ne kadar devam eder bilmiyorum. Biraz daha devam ettiği takdirde şehir tamamıyla ölecektir ve bu ölüm tamamen şekil ve bünye değiştiren bir canlı haline dönüşmesiyle gerçekleşecektir. Bu bizi tabii çok üzecektir demiyorum, insanlar buna da alışacaktır. Benim çocukluğumun İstanbulluları camiye ve türbeye göre referans vererek randevu verirlerdi. Bugünküler “alışveriş merkezi” dediğimiz o Amerikan tipi çarşılara göre yaşıyorlar, bu alışveriş merkezleri referans noktası oluyor. İnsanların semtlerden haberi yok ve Eski İstanbul’da değişmeyen hastalık devam ediyor. Pera takımı sur içine gelmiyor. Sur içi İstanbul, Türklerin ilgisini çekmeyen bir yer... Şimdi Pera yavaş yavaş ancak ecnebilerin geldiği ve ecnebiler geldiği için de Türklerin ilgilendiği mıntıkalar olacak. Bu ilgisizliğin süratle düzeltilmesi lazım.
Sayfa 215Kitabı okudu
Ölüm ve ölümden sonrası (kısa hikaye)
Kemikli suratındaki dehşet ifade birçok insan için büyük kabuslara sebebiyet verecek cinstendi. İnsanlık olarak ölüm denen sona erişi tasvir ederken derin ve sonsuz bir mutluluk olarak tanımladıklarını gördüm. İnanın bana sevgili insanlık öldükten sonraki yaşam denen kozmik farkındalığa eğer yaşarken varabilseydiniz hiç kimse bu derece kaotik ölüm
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.