Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Cemal Süreya
Kendi dalında uçuşan
Kışa vurgun bir yaprak,
Nasıl anlatır ki ahvalini
Hüzne gebe sallanan bir salıncak,
Çocukluğun hangi izini çizer göğe.
Kalın iplere
Sarılmış yaralı eller,
Acılarını bir uçurtma ucuna asar da kimse bilmez,
Meydan okur yeryüzünden
Gökte şahlanan deli rüzgara...
Toprak alınteri ile ıslanır
Büyür içinde ekili umutlar.
Gölgesinde ağladığım ağaç,
Söyle hangi geçmiş zamanın
Göz yaşıyla yıkandın?
Dalında kışa vurgun bir yaprak
Eksik bir cümle ile itiraf ediyor;
Yüreklerin yüreklere sürgün edildiği bir zamandı...
Yeliz
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylül’dü.
Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı..........
Zamanla her yönden faydalı bir ilişki kurmanın ilk şartı şimdiki anın gerçekliğini bütünüyle yaşamaktır. Psikolojik
bağlamda, içinde bulunduğumuz an sahip olduğumuz tek
şeydir. Geçmiş ve geleceğin bizim için bir anlamı varsa o da içinde yaşadığımız andan dolayıdır: mazide kalan bir olay varlığını hala sürdürür çünkü ya siz o olayı şu anda düşünüyorsunuzdur ya da o olay sizin şimdiki deneyimle-rinizi şekillendiriyordur. Geleceğin de bir gerçekliği vardır. Onu şimdiden zihninize kabul edebilirsiniz. Geçmiş de bir zamanlar şimdiki zamandı; gelecek de bir gün şimdiki zaman olacak. Geleceğin veya geçmişin sanallığında yaşamı yakalamaya çalışmak yapaylık içerir; bizi gerçeklikten koparır. Gerçeklikten koparır diyorum çünkü biz aslında sadece şimdiki zamanı bütünüyle algılarız. Geçmişin görevi yaşadığımız anı aydınlatmaktır; geleceğinki ise şu anı zenginleştirip derinleştirmek. Kişi doğrudan kendine baktığında farkında olduğu tek şey, o andaki bilincinin kaydetmekte olduklarıdır. Benliğin gerçekliğini taşıyan bu an çok önemlidir ve ondan kaçmak büyük bir hata olur
Eylül’dü.
Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
....
Dedim ya Eylül.dü
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.
Eylül’dü.
Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.