Oğulları her gece diskolarda, et peşinde. Kız arkadaşlarını gebe bırakır, evlilik dışı çocuk sahibi olurlar ama kimse ağzını açıp bir şey söylemez. Eh, delikanlılar eğleniyor işte! Ben tek bir hata yaparım ve ansızın herkes nang, namus diye cıyaklamaya başlar; ömrümün sonuna kadar da başıma kakar!
Sayfa 213Kitabı okudu
Hastane yaşamının bir ritmi vardı; sabah nöbet değişiminden hemen önceki telaş, gündelik koşuşturma, gece geç saatlerde çöken sessizlik, ara sıra, birini canlandırmak için, bulanık bir leke halinde koşturan doktorlarla hemşirelerin bozduğu dinginlik.
Sayfa 353 - Everest Yayınları 78. Basım Ekim 2020Kitabı okudu
Reklam
1996 UÇURTMA YARIŞI YASAĞI
1996'da Taliban yönetime el koyup çatışmalara son verince, nasıl kutladığımızı anlatmıştım. O gece eve gelince Hasan'ı mutfakta radyo dinlerken buldum. Gözleri ciddi, yüzü asıktı. Neyin var, dedim, başını salladı. "Allah şimdi Hazaraların yardımcısı olsun, Rahim Han Efendi," dedi. "Savaş bitti, Hasan," dedim. "Artık yeniden barış olacak, inşallah, huzura, mutluluğa kavuşacağız. Roket yok, ölüm yok, cenaze yok artık!" Ama o radyoyu kapadı, yatmadan önce bir şey isteyip istemediğimi sordu. Birkaç hafta sonra, Taliban uçurtma yarışlarını yasakladı. İki yıl sonra, 1998'de de Mezar-ı Şerif'teki Hazaraları katletti.
Sayfa 218Kitabı okudu
Emir'in Rüyasına Giren Hasan
Rahim Han'ın aradığı gece karanlıkta yattım, gözlerimi panjurların arasından sızan ayışığının duvarlara çizdiği koşut, gümüş çizgilere diktim. Bir ara, galiba şafaktan hemen önce, uyuyakaldım. Ve rüyamda Hasan'ı gördüm; karda koşuyor, yeşil çapan'ının ucu yere sürtünüyordu; siyah, kauçuk botlarının ezdiği kar çıtırdıyordu. Omzunun üstünden geriye bağırdı: Senin için, bin tane olsa yakalarım!
Sayfa 198Kitabı okudu
Süreyya ve makbul(!) gelin konusu
"Ne güzel bir gelin," dedi, bir tanesi. "Suna bir baksana. Nasıl da makbul; mehtap gibi." "Evet," dedi öteki. "Hem de tertemiz. Erdemli. Eline erkek eli değmemiş." "Biliyorum. Oğlan iyi ki kuzeniyle evlenmedi." Süreyya eve dönerken, kendini koyverdi. Ford'u Fremont Bulvarı'nda, kaldırımın kenarına, bir sokak lambasının altına yanaştırdım. "Boş ver," dedim, saçlarını sıvazlayarak. "Kimin umurunda?" "Allah kahretsin; haksızlık bu!" diye bağırdı. "Aldırma. Unut gitsin." "Oğulları her gece diskolarda, et peşinde. Kız arkadaşlarını gebe bırakır, evlilik dışı çocuk sahibi olurlar ama kimse ağzını açıp bir şey söylemez. Eh, delikanlılar eğleniyor işte! Ben tek bir hata yaparım ve ansızın herkes nang, namus diye cıyaklamaya başlar; ömrümün sonuna kadar da başıma kakar!"
Sayfa 182Kitabı okudu
Boş yere endişelendiği anlaşılıyordu. İç geçirerek kaşlarımı çatmaya çalıştı. Olanaksızdı! Baştan çıkarıcı cazibesi, kalbini küt küt attıran ve duygularını allak bullak eden şu şeytani gülümse mesi karşı konulmazdı. "Bu bir söz mü, tatlım?" "E... evet." Tek kaşını kaldırdı. "Bu kulağa pek ikna edici gelmedi." "Evet, o halde. Evet!" Gözleri parladı. Elini tutup bir defa daha dudaklarına götürdü. "Ve sana asla unutamayacağın bir gece sözü veriyorum. Adieu, aşkım."
Sayfa 178
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.