Sesi gittikçe yükseliyordu, insan olur olmaza namuslu mu, yankesici mi diye araştırmadan güvenecek kadar çabuk kanarsa, elbette acınmaya layık değildir. Ama gene de size acımaktan kendimi alamıyorum.
Kitapta Grillparzer elli küçük sayfada bir öykü anlatıyor bizlere. Olay Viyana' da geçiyor. Viyana aynı zamanda yazarın doğup büyüdüğü; sokak sokak, hatta ev ev tanıdığı kent. Karakterlerin başarıyla çizilmiş olması yazarın hepsini iyi bilmesinden, tanımasından ileri gelmekte, ama böyle olmasa da olurmuş çünkü yazar yalnızca bir kişiyle ilgili. Öyküde kahramanların hepsi canlı gibi. Olayın başından sonuna kadar da canlılıklarını koruyorlar. Sürükleyici, akıcı anlatımıyla okunmaya değer bir kitap ayrıca bende ki kitabın ismi fakir çalgıcı değil yoksul çalgıcı olarak geçiyor.
Yalnız bir kemancının yalnızlığının ve yalnız ölümünün hikayesi...Babası tarafından sevilmeyen kendisini kemanına adayan fakir çalgıcı..Eline geçen mirası değerlendiremediği için sevdiği insana kavuşamayan Jacob...Onun kıymetini değerini sonradan anlayan tek mirasını(kemanını) saklayan Barbara...
Goethe Wertherde kendi yaşamını anlatmışsa, Grillparzer de Yoksul Çalgıcıda tıpkı öyle kendi yaşamını yazmıştır.
Yaşlı çalgıcı ne kadar da Grillparzere benzer. O da onun gibi çekingen, meraklı, kendi içine kıvrılmış olarak yaşar. Hiçbir zevk inceliği olmadığı halde her şeyi bayağı, sıradan bulur. Her şeyde bir duygu, bir yalnız köşe sıcaklığı