Auster’ın ”Brooklyn Çılgınlıkları” kitabını okurken sürüklenmiş, ama sonuna doğru başgösteren “Amerikan tarzı” heyecan ögelerinden sıkılmıştım. Amerikalı yazarların, kitapları bir gün filme çekilir diye yaptıklarını düşündüğüm bu sürprizli, maceralı, esprili ama gerçek dışı olay kurgularından oldum olası hoşlanmam. Sırf bu yüzden, Auster kitapları
Her zaman aşkın belli bir mesafeyle süreceğini düşünmüşümdür; kalıcı olması için saygılı bir uzaklık gerekir. Bu gerekli uzlaşma olmazsa, karşıdaki kişinin fiziksel görünüşündeki ayrıntılar katlanarak çirkinleşir.
Gerçekten yapmak istemediğin hiçbir şeyi yapma.
Söylemek istediği şuydu; eğer vicdanın seni durduruyorsa, isteğinin saflığını bozuyorsa, sende karışık duygular uyandırıyorsa, yapma!
İtiraf ediyorum, ara ara Paul Auster'i gizli gizli stalklıyorum, röportajlarına karısına kızına bakıyorum *karısı yazar kızı şarkıcı bu arada*, ne yiyor ne içiyor merak ediyorum. Büyük olasılıkla fark etse beni sopalardı..
Neyse o gözetlemelerden birinde, bir imza günü sırasında, karısına birisi kitabı imzalaması için uzatıp "bu hayatımda okuduğum en iyi kitap" diyor, tam olarak şurada
youtu.be/6bzFQiqb0uk?t=354
..ben tabi hemen eşinin (Siri Hustvedt) yazdığı bu kitabı sahaflardan buldum, neyse ki zamanında Türkçe'ye çevrilmiş. Yavaş yavaş sindire sindire okudum. Benim de okuduğum en iyi kitaplardan biri oldu. Paul babayla evde beraber fikir alışverişi yaparken hayal ettim, bu da bana yetti.
Şimdi de biraz kızına bakayım ne yapıyor...
SevdiklerimSiri Hustvedt · Can Yayınları · 200512 okunma