Zira Türk beklenendi; özlenen, hasreti duyulandı. Türk beklemezdi, yerinde duramazdı.Kim yolunu gözlüyorsa onun yollarına düşmeyi hep bir kızıl elma bilmemiş miydi?
"İnsan kalbi böyledir:Onu kolayca dondurabilirsiniz ,ama çok zor eritir çok zor ısıtırsınız. Bazen de hiç çözemeyiz o buzu .Bunun da sonucu bir sinir zayıflığı ,bir sinir hastalığı olur."
Medeniyetimizin yeniden inşası; fethi kızıl elma, kemâlâtı insanlığa hizmet bilen, gönlünü sadece sahibine teslim etmiş ariflerin işaretine bakan erlerin eliyle mümkündür.”
“İdeallerini fetihle gerçekleştirecek arif tipi”
Türkçülüğün, Turancılığın en büyük savunucularından biri olan
Ziya Gökalp’in bu konuları ele alan muhteşem eserinden biraz bahsetmek isterim.
Kitap 3 bölümden oluşuyor. İlk bölümde masallar, ikinci bölümde koşmalar, üçüncü bölümde ise destanlar yer almaktadır.
Her biri birbirinden kıymetli onlarca masal, koşma, destan içeren kitabımız; biz Türklere kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi, neyi hedeflediğimizi hatırlatmak için rehber niteliğinde sayılabilir.
Türkler tarih boyunca var olan, yüce bir ırktır ve her zaman Kızıl Elma’yı kendilerine hedef seçerler. İlk çağlardan bu yana var olan şanlı milletimizin en önemli ülküsü Turancılık olmalıdır. Çünkü Türkün Türkten başka dostu yoktur.
Bu ideolojiyi kavramamıza katkı sağlayacak Ziya Gökalp’in başyapıtı Kızıl Elma’yı tüm Türklerin okuması gerektiğini düşünüyorum.