Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş...
Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.
Sayfa 57Kitabı okudu
Onun cesur ve zeki gözlerinde birdenbire hayatın başka bir şekil ve manada olabileceğini, yaşayışın daha başka türlü ve derin, daha muazzam olabileceğini anladım.
Selim’in içinde mahiyetini anlamadığı bir fırtına, dinmeyen bir huzursuzluk vardı.
Mutlak insanın kafasında, icabında cankurtaran gibi sarılabileceği birkaç tane merak ve mevzu olmalı.. tek gaye tek kadın kadar tehlikelidir, tahakkuk etmezse insana bir ot, hatta cansız bir taş parçasına döndürür.
Sayfa 40
ikimizin de ruhunu gölgelendiren müphem bir dert, bir istikbale inanmayan mâna vardı.
Sayfa 58
Ve bu iki kişi odadan,sazdan, ışıktan bütün dünyadan uzak birbirleriyle karşı karşıya kaldılar.
Sayfa 22
Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal/
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş
(Bâkî)
(Bu âleme Hz. Davud gibi bir ses bırak¸ çünkü bu dünyada kalıcı olan güzel bir sestir.)