Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
çünkü bilirsiniz ki onsuzluk, sizin de, en azından bir parça ölümünüzdür. Düpedüz. Evet, ölenlerin ardından yaşandığını, ölenle ölünmediğini herkes bir gün öğrenir. Ama eksilerek, azalarak, sakatlanarak, bir yeri koparak yaşandığını...
Reklam
Yazmış olmak için yazmak; eli durmamak için yazmak; söyleyeceğini kararlaştırmamış olsan da yazmak... Yazmak gerek.
Sayfa 162 - Metis Yayınları
Bir yaşam belirsizliğidir bu. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" dedirten, kişinin kendine yakın bulmadıklarının acısı karşısısında —gizli de kalsa— bir "oh olsun! Dikkat edeydi ya," duygusu bile uyandırabilen bir belirsizlik. Bir kafa yoksulluğudur bu. Okumasını öğrenmiş ama yaşamadığının farkına varamamışların, bir insanın birçok yaşamı yan yana sürdürebileceğini usu almayacakların yoksulluğudur bu; sokağa düşmenin, kötülüklerle burun buruna gelmenin kimi zaman biraz olsun azaltabildiği bir yoksulluk...
Sayfa 156 - Metis Yayınları
“Kimin nasıl bir anısı hâline geleceğimizi hiçbirimiz bilmeyiz.”
Kimin nasıl bir anısı hâline geleceğimizi hiçbirimiz bilmeyiz.”
Reklam
Oysa hiç değilse birkaçımız, biliyoruz ki bir takım dönülmez sanılan yerlerden her zaman dönülebilir; yeter ki durduğumuz yerden ileriye değil, ileriden, durduğumuz yere bakabilelim.
Sayfa 128 - Metis Yayınları
Her yazının, her yaşamın, ölü dönemleri, ölü alanları, ölü yerleri vardır.
Sayfa 93 - Metis Yayınları
Gustavo Adolfo Bécquer
“—Şiir ne ki?— diyorsun, mavi gözlerini gözlerime mıhlarken. Şiir ne mi? Soracak mıydın sen? Şiir…. Sensin ya!…”
"Otuz üç yıllık bir ömrün sonunda, dünyayı değiştirdiğinin farkına bile varmadan Filistin'in bir dağında çarmıha gerili ölen o köylü ile aynı yaşta Andronikos..."
Reklam
“Ölümü kurmaksızın yaşamı kurmanın olanaksızlığını duymak, özellikle duymak, hastalık belirtisi sayılsın varsın; nasıl olsa, ne yaparsak yapalım, ölüme hazırlandığımıza göre, bir yaşam dengesi tasarlayabilmek pek çılgınca bir şey olmasa gerek.”
Sayfa 169Kitabı okudu
Bunları yazmakla çıldırmaktan kurtulunur mu?
Sayfa 233
İnsanlar nedense, taşıdıkları değer konusunda pek tuhaf düşünceler besliyorlar. Alçakgönüllülük taslarlar, ardından, kendilerine söylenmiş bir sözü, bırakın onu, kendi ellerinden çıkmış bir işi, beğenmezler, kendi değerleri konusundaki düşüncelerine yaraşır görmezler, sözü söyleyen kızar, yazılarına başka bir adla imza atarlar. Kendini beğenmek içtenliğini, bunu belli etmek tutarlılığını göstermeyenler, aşağılanası yaratıklardır.
Sayfa 111
Duruma bakıp kendilerini daha az ürküten ne varsa, ona inanmak istiyor insanlar.
Sonra soyunmaya başlayacak insanlar. Gecenin açtığı yaralar biraz daha acısın diye.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.