"Dünyanın ihyası maziye dönmeye bağlıdır" tezini duyunca irtica paranoyasına tutulmuş meczuplar gibi garipleşen yazar, bilmiyor ki mazinin bütün kudretli kalemleri, milletlerini köklerine dönmeye çağırmışlardır. Batı tefekkürünün en son tırmanış noktası Dante, İlâhî Komedya'sını kaleme alırken ruhuyla kilisenin kaldırımlarına çöker. 'Men hak-i reh-i Muhammed-i muhtarem / Ben Muhammed-i Muhtar'ın ayağının tozuyum' diyen Mevlânâ, bulduğu hakikate Efendimiz'in ifadelerini mutlak doğru kabul ederek ulaşır. "Bir ülke dininden kopamaz, kopmamalıdır. Batıyı ancak din kurtarır." diyen meşhur Hristiyan Dostoyevski, kendine kulak verenleri maziye dönmeye çağırır. Koçi Bey, Sultan IV. Murad'a sunduğu Islahat Risalesi'nde çözümün Fatih'in, Yavuz'un devrine dönmekte olduğunu söyler."
Sayfa 140Kitabı okudu
Koçi Bey Risâlesi'nde;
Kısaca kaydetmek gerekirse, telhîslerde şu noktalar belirtilmektedir: "Ben-i âdem kahr ile zabt olunur. Hilm ile değil.” Bu anlayış, Kâtib Çelebi'deki islahat için bir sâhibü's-seyf gerekir, düşüncesiyle örtüşmektedir. IV. Murad bütün işleriyle böyle bir pâdişahı temsil etmekteydi. Daha sonra Köprülü Mehmed Paşa, yine bir sâhibü's-seyf olarak gelecektir.
Sayfa 150 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
49-50s.
1576'dan itibaren İran'daki taht mücadelesinden istifade etmek üzere Bab-ı Ali sefer hazırlıkları içindeydi. Akdeniz'deki sulh, yüzünü İran'a dönmek için elini rahatlatmıştı. Ancak hiç lüzumu yokken Koca Sinan Paşa, Ferhad Paşa ve Lala Mustafa Paşalar arasındaki şahsi hırslar yüzünden 1578'de açılan İran seferi, 1590'a kadar devam eden sonuçsuz seferler serisine dönmüştü. Bir bakıma Koca Sinan Paşa'nın inat ve ısrarıyla 1593'te açılan Avusturya seferleri de 13 sene sürecektir. Her iki cephedeki mücadeleler toplam 25 sene sürmüştür. Bu seferler Osmanlı hazinesini de tüketecektir. 1600'e gelindiğinde baş gösteren ve Kuyucu Murad Paşa'nın sert tedbiriyle önü alınabilen Celali isyanlarının müsebbibi, taşralarda devletin kontrolünü giderek kaybetmesidir. Bu iki savaş o kadar önemlidir ki, Osmanlı devletinin karakteristik yapısı büyük oranda bozulmuş, vergi toplama, askeri esaslar ve harp teknolojisinde eski devrin kanunları hilafına adımlar atmak mecburiyetinde kalmıştır. Bu duruma dikkat çeken devrin devlet erkanı ve bürokratlar, padişahlara raporlar hazırlamışlardır. Kitab-ı Müstetab ve Koçi Bey Risalesi devrin kargaşasına ışık tutan başlıca eserlerdir.
Allah muhafaza etsin
Halk, hükümdarının dinindedir.
Sayfa 51
"Rüşvet veren ve alana Allah lânet etsin."
Sayfa 47
Bu devlet-i âliyyedeki şöhret ve süs gibi zararı bulaşıcı bir bid'at yoktur.
Sayfa 51
Reklam
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.