Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz.Hasan
Hasan "güzel" demekti. Cebrail (a.s) sevgili Peygamberimize görünmüş ve buyurmuştu: ' Ey Allahın Resulü; Ali sana, Harunun kardeşi Musaya nisbeti gibidir. Sen de oğluna, Harunun oğluna koyuğu ismi ver!' Hz.Harunun oğluna koyduğu ismin Arapça karşılığı Hasan ismidir. Kendisi Efendimize (sav) insanlar içinde en çok benzeyen olduğu için "Ebu Muhammed" diye künye olarak isimlendirilmiş.
Sayfa 103Kitabı okudu
- Ben bu yangında, İstanbul'un kav haline gelmiş ruhunu görüyorum. Camilerinden, türbelerinden, mezar taşlarından başka bütün varlığı, ne büyük bir vehim olduğunu ilan etmek istiyor. Yanmak, patlamak, gaz haline gelmek, rüzgâra savrulmak istiyor. İstanbul kendi kendisine isyan ediyor. Sınrlar ona kazan kaldırmış ne çıkar, o kendi kendisine kazan kaldırıyor.] - (Elile uzakta bir hâdiseyi gösterir.) Bak, bak! Bir tavan çöküyor. - Yanıyoruz! Şurada veya burada, şu veya bu şekilde yanıyoruz. Bütün cismimiz ve bütün ruhumuzla yanıyoruz.) (Birkaç saniye sessizlik. Bir çöküntü. Bütũn gök kıvılcımla dolu.) - Devlet halinde, idare halinde; cemiyet halinde, fert halinde, ev halinde yanıyoruz.)
Reklam
CA'FER B. EBÛ TÂLİB
Onun takvasına, tevazusuna, ilmine ve iyilikseverliğine bakın. Onun korku nedir bilmeyen cesaretine, fakirlikten korkmayan cömertliğine bakın... Ondaki iffet ve temizliğe, sıdk ve emanete bakın... Fazilet, azamet ve güzellik çeşitlerinin en güzellerini onda bulursunuz... Sakın bu duruma şaşırmayın; zira sizler, yaratılış ve ahlâk bakımından Resülullah'a en çok benzeyen kişiyle karşı karşıyasınız... Evet, sizler, Allah Resûlü'nün "Miskinlerin Babası" diye künye taktığı, "Zül-cenâhayn" (İki Kanatlı) diye lakaplandırdığı, "Cennet Kuşu" Ca'fer b. Ebû Tâlib'le karşı karşıyasınız... Hayatlarını Allah yolunda feda eden ilk İslâm mücahidlerinin ileri gelenlerinden biriyle karşı karşıyasınız...
Efendiler, bir zamanlar Asya, ruhun bilgilerile yeryüzüne hükmediyordu. Bugün Avrupa, kafanın bilgilerile dünyamıza sahiptir. Ruhun emrinde olan madde, bulduğu birkaç kanunla uyuşuk bir anında ruhu çuvala tikabilir, fakat yok edemez. Ruha gelince, maddeyi baştan başa kucaklar kucaklamaz, onu dinamit gibi uçurur, kül eder. (Bir lâhza durur.) Her neyse, dipsiz dâva! (Haritaya döner. Elindeki siyah cetveli Japonya'nın üzerine koyar.) Japonları zafere eriştiren, ruh, disiplin ve bilgidir. )
Büyük cihat, milyonlarca insanın bir o kadar insanla kavgası değildir. Tek kişinin öz nefsiyle cengidir.
- Yanıyoruz! Şurada veya burada, şu veya bu şekilde yanıyoruz. Bütün cismimiz ve bütün ruhumuzla yanıyoruz. - Devlet halinde, idare halinde, cemiyet halin- de, fert halinde, ev halinde yanıyoruz. - Yanıyoruz, yanıyoruz...
Reklam
becâyiş: i. fa. [aslı yâ’nın fethiyle becâyiş yani onun yerine manasıyla bizce müsta‘mel ve künye defterindeki kayıttan müsteâr bir ta‘bir olup, Fârisîde kullanılmaz] iki memurun mübâdele-i memuriyet etmesi, kendi taleple­ riyle her biri diğerinin yerine nasb olunması: becâyiş oldu, becâyişi icrâ edildi.
FER - (Yüzbaşlara) Efendiler, ağaçta kurt neyse orduda siyaset odur. Siyaset, bizim iş görme saatimizi çalar, biz de iş görürüz. Bu işi o işe karıştrdığımız anda, ordu kaybolmuştur. Ordunun işi o kadar ulvîdir ki, bu ulvîlik, başka işlere karşı adeta bilgisiz, habersiz kalmaya mecburdur. Ordu fikirsiz mi, ordu şuursuz bir makine mi?
Şu yeniçeriye bakın! Onu zamanın en mükemmel ordusu halinde bir mefkûre doğurdu. Mefkûre ateşini kaybeder etmez yeniçeri artık asker değil, bir siyaset menfaat zorbasıdır. (Yeniçeri mankeninin yanına gider. Mankenin palabıyiklarından çeker.) İstanbul fatihinin yolunu saman arabasıyla tıkayan bu yeniçeri değil mi?
764 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.