Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu arada bence bugün hediyeyi ve kocaman sarılmayı asıl hak eden;annesiz büyüyen çocuklar.Kardeşleri için anne olan, çocukluğunu yaşayamamış hep ruhu küçük kendisi büyük kızlar.Her anneler gününde 'bu sene de olmadı'diyerek umudunu kaybetmeden anne olmayı bekleyen kadınlar.Evlatlarını kaybetmiş anneler.Çocuklarına annelerinin yokluğunu bir an bile aratmayan babalar.Bugün sizin gününüz kutlu olsun.Biliyorum çok zor geçiyor bugün.O yüzden bugün aslında sizin gününüz, çünkü en güzel övgüyü siz hak ediyorsunuz.
"Cenneti siz yaşatın annelerinize"
"Anneler gününe bi gün kalınca, evlatlar iyice kara kara, anasına ne hediye alacağını düşünüyor! Bence annelerinizin anneliğini "cefa" olmaktan çıkarıp "sefaya" çevirecek ince düşünceli evlatlara dönüşmeniz, en büyük hediye olacaktır onlara! Düdüklü tencere, küçük ev aletleri, tabak çanak vs gibi, hizmetçiliklerini
Reklam
İSLAM’DA KADININ DEĞERİ VE GÜNÜMÜZE KADAR GELEN UYGULAMALAR.
Eş'as bin Kays(ö.40/661)anlatıyor. Ben bir gece Halife Ömer’e misafir oldum. Gece yarısı baktım Ömer kalktı hanımını dövmeye başladı. Ben onları ayırdım. Ömer yatağına dönünce bana şunu söyledi. Ey Eş’as! Şunu benden öğren ki, ”Hanımını döven kocadan niçin dövdün diye sorulmaz” sözünü ben Muhammed’den işittim der. Hadisin anlamı şu: Koca
Yaşları ne olursa olsun, babasız büyümüş kadınlar, babalarının yerine koyacak birini bulana kadar küçük kız çocuklarıdır.
Tarık Tufan
Tarık Tufan
Ve o kız çocukları. Sevgisiz evlerin, su görmemiş çiçekleri. Kimi açmak uğruna bir toprak arar, kimi açmak uğruna bataklıkta kurur.
Kadınlar
Kadın olmak gerçekten zor. Bunun tek sebebi acaba erkeklerin egemen olduğu toplum düzeni mi? İlk bakışta evet gibi gözükse de bunun cevabı ben sadece o olduğunu düşünmüyorum. Öncelikle erkeklerin egemen olduğu yani ataerkil bir toplum düzeni içinde yaşıyoruz ve eğitim seviyesi düştükçe ataerkillik artıyor toplumda. Neler neler çıkıyor ortaya daha
Eski Çin toplumunda küçük ayaklı olmak güzellik göstergesiymiş kadınlar için. Bu yüzden kız çocuklarını küçük yaşta ayak kemiklerini kırarlarmış. Başka bir toplumda göz bebeğinin büyük olması güzellik göstergesiymiş. O yüzden güzel avrat otu olarak bilinen zehirli bir bitkiyi kullanarak göz bebeklerini büyütürletmiş. Şimdi başka başka göstergeler var. Ama ortak noktası bence acı verici şeyler olması. Günümüzde de güzel olabilmek için giyilen o topuklu ayakkabıları gösterebiliriz en basitinden. Toplumda değer görmek için acı çekmek zorundalar galiba.
Reklam
"Keşke hiç vicdanım olmasaydı,diyeceğim geliyor.Bu öylesine ağır bir yük ki! İyi olmak gibi bir çabam olmasaydı,kötü bir şey yaptığım zaman içimde böylesine bir huzursuzluk duymasaydım pekala işlerim yolunda gidecekti." İyi Eşler kitabı Küçük Kadınlar kitabında tanıdığımız;Amy,Jo,Beth ve Meg'in genç kız ve evlenip kurdukları yuvada bir çok sorun ve güzel olaylarla kaldıkları anlarını okuyoruz. Meg,evlenip yuva kurmuş küçük bir anne ve hoş bir ev kadını. Jo,hala özgürlüğünün tadını çıkarıyor ve bir çok şehre gezilere katılıyor. Amy, büyük bir arayış içinde ve asla vazgeçmiyor. Beth,ah Beth🥺 sağlığı ilgili büyük sorunlar yaşıyor 😞 İlk kitabı çok sevmiştim ve ikinci kitapta benim için iyiydi.Evet çok sakin ama bir o kadar da akıcı sıkılmadan okudum çok sevdim tavsiye ederim 👍🤗 "İnsanın sevmediği birini sırf karşısındaki seviyor diye sevmesi olanaksız." "Bazen bize en yakın,en çok sevdiğimiz insanlarla aramızda öyle bir mesafe vardır ki bunu ne yaparsanız yapın aşamazsınız." "Ah kızlarım,ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın,sizin için bundan daha büyük bir mutluluk dileyemem."
Kalabalıklar Hatıra Biriktirmez
Hudutları belirsiz, tanımsız bir ahaliyiz artık. Hangi yöne gitse kaybolan, hangi çenginin etrafında toplansa avuçları alkıştan patlayan şaşkın bir ahali. Gözlerimiz hırstan kan çanağı, ellerimiz kılıçsız, ellerimiz pudralara aşina. Yani biz Yunus’u anarken derviş, Hallac’ı anarken zalimiz; vurduğumuz serçelere suç buluyoruz. İçlerimiz darmadağın.
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.