2021 Booker Ödülü adayı “Sonbaharın Sonu (A Town Called Solace)” kitabı Kanadalı yazar Mary Lawson tarafından 2021 yılında kaleme alınmış.
İki yüz altmış beş sayfalık bu kitapta okur, üç karakter üzerinden olayları görüyor: Clara, Liam ve Elizabeth.
Yedi yaşındaki Clara’nın ablası Rose, annesiyle tartıştıktan sonra evden ayrılır ve ardından aile kayıp ilanı verir. Bu süreçte okuyucu Clara’nın ablası, ailesi, komşusu Elizabet ve sonradan kasabaya gelen Liam ile olan ilişkisine tanıklık eder.
Elizabeth hayatının son günlerini hastanede geçiren ve çocuğu olmadığı için yıllar önce komşusunun oğlu Liam’ı kendi oğlu gibi benimsemiş biri. Arada sırada mektuplaşan Liam ve Elizabeth neredeyse otuz senedir görüşmez ve Elizabeth, Liam’a yazdığı bir mektup ile evi ona bıraktığını haber verir. Mutsuz giden sekiz yıllık evliliğini sonlandıran Liam ise gelen mektup ile Elizabeth’in evine kısa süreliğine taşınmaya karar verir ve olaylar başlar.
Clara’nın ablasının dönmesi umuduyla yaptığı şeyler çok etkiledi beni. Ne gibi mi? Ablasının eve geri dönmesi umuduyla pencerenin önünde beklemesi, dişlerini belli sıraya göre fırçalaması gibi.
Mary Lawson, her detayı özenle işleyerek okuyucuya derin ve gerçekçi bir deneyim sunmuş diyebilirim. Yazarın Clara'nın, Liam'ın ve Elizabeth'in duygularını da ustalıkla aktarması, okuma deneyimini zenginleştirdi benim için.
Abla-kardeş, çocuk-anne/baba ilişkisine dair okuma yapmak isterseniz kesinlikle tavsiye ederim.
Lawson'un bir aile trajedisini son derece yalın bir dille, muhteşem doğa tasvirleriyle , yer yer ciddi bilgiler vererek anlattığı gayet güzel bir roman okudum. Son ana kadar merakımı ayakta tutan, zaman zaman karakterlerden biri gibi gözyaşlarımı tutamadığım bir roman oldu. uzun zamandır listemdeydi, keyifle okudum :))
Açıkçası kitap hakkında ne diyebilirim bilemedim.Biraz sıkıldım okurken. Belki de karakter analizi üzerinden ilerleyen kitaplarla aram pek iyi değil. Tek ağızdan anlatılan hikayeleri daha çok seviyorum. Yazım dili anlaşılır . Kolay da okunan sizi yormayan bir kitap. Küçük bir kasaba , geçmişten gelen açık yaralar, günümüze kadar gelen etkisi.Heyecanlandım ilk başlarda ama sonrası biraz durgun gitti. Şans verilir mi evet . Ödüllü bir kitap ayrıca..Okumak isteyenlere keyifli okumalar dilerim...
Tam bir çelişki, biliyorum; birlikte olabileceğimiz bir ahiret yoksa nasıl birlikte olacağız? Fakat şu an içimde, fiziksel yakınlık dışında her anlamda birlikte olduğumuza dair öyle güçlü bir his var ki farklı düşünmem mümkün değil.
Geçmişi silmeye çalışmaktan vazgeçtim, sevgilim.Artık geçmişin de hikayenin bir parçası olduğunu görebiliyorum ve o hikaye benim. Geçmişi inkar etmek kendimi inkar etmek olur.