141 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Nabokov bu kitabında da beni şaşırttı. "Karanlığın Kahkahası" nda böyle bir dil, böyle samimi bir anlatım, bu kadar uzun ama yorucu olmayan cümlelerle yazan yazarla neden daha önce tanışmadım diye içten içe kendime kızıyordum.Belki de en iyi eseri bu dedim kendi kendime. Çünkü muhteşem bir kalemle karşı karşıyaydım. Bunu hissedebiliyordum. Ve hislerim beni yanıltmadı, tam istediğim bir dille, kelime haznesiyle, yorumlama kabiliyetiyle, betimlemelerle karşı karşıyaydım. Bugün bu kitabı bitirdiğimde bu sefer daha fazla bir heyecanla, hayranlıkla, umutla yazarın dilinin büyülü dünyasında buldum kendime. Konu itibariyle, belki mutsuz sonun öğretici yanıyla, karakterlerin kendi yazı dünyalarıyla ve aşk dünyaları ile sürgünlüğün o buruk, acımsı, ekşimsi tadıyla kitap sizi en derin ve tezat hislerle alıp kucaklıyor. Soru soruyorsunuz kendinize ve yazara. O döneme dair aşkların, sosyal hayatın, insan ilişkilerinin, vefanın ve de boş vermişliğin zincirlerinden kurtulmaya çalışacaksınız ama kurtulamayacaksınız. Eğer bu gün dünyanın en büyük yazarlarının isimlerini sorsalar; benim şuan en güçlü kalem olduğuna inandığım ve sihirli dünyanın sihirli kalemin sahibi olduğununu kabul ettiğim Vladimir Nabokov bunlardan biri olacaktır. Tüm eserlerini okumayı da boynumun borcu bilirim. Muhteşem. !
Maşenka
MaşenkaVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 2019206 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“İşte, istediğim kişi burada. Merhaba kişi! Beni işitmiyor. Belki somut ve bireysel bir biçimde, normal bir beynin sezebileceği bir şey olarak, gelecek var olsaydı, geçmiş böylesine akıl çelici olmazdı; geçmişin istekleri geleceğin istekleriyle dengelenirdi. O zaman kişiler, şu ya da bu nesneyi tartıp dökerlerken, tahterevallinin orta kısmında bacaklarını açıp dengede durabilirlerdi. Eğlenceli olabilirdi.” Bu cümlelerle başlayan Saydam Şeyler, okuduklarım içinde en zor Nabokov romanıydı. Karanlıkta Kahkaha, Maşenka, Cinnet ve Lujin Savunması’nda kendi gerçeklikleri içinde yaşayan karakterler yaratmıştı Nabokov. Saydam Şeyler’in Hugh Person’ı ise biraz daha uçlara gidiyor. Nabokov, zamanda seyahat için nesneleri, mekânları,insanları, koku ve tatları kısacası Saydam Şeyler’i kullanıyor. Hugh’nun zihni şimdiki zamanda geçmişi ya da geleceği yaşıyor. Bir de uyurgezer kahramanımızın rüyaları varki durumu tamamen içinden çıkılmaz yapıyor. Diğer romanlarında yaptığı gibi Nabokov burada da Freud’u alaycı bir şekilde eleştirmeyi ihmal etmiyor. (“Şarlatan olmadıkça kim düşleri tedavi edebilir?”) Şimdiki zamanı tanımayan zihin uyku sırasında düşle gerçeği ayırd edebilir mi? ya da ikisi arasında bir fark var mı? Zihin, zamandan ve mekandan böylesine bağımsızsa belki de; “İnanıyorum ki bu, bedensel ölümün verdiği eziyet değil, bir varlık durumundan diğerine geçmek için gerekli zihinsel manevranın benzersiz sıkıntılarıdır. Kitap başka bir mekana götürüyor okuyanı...
Saydam Şeyler
Saydam ŞeylerVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 2010110 okunma
Reklam
Kendisinin "ne istediğini bilmemek" dediği bir durumdaydı.
Sayfa 31 - İletişim
Ganin şu anda duyduğu utançla birlikte, şu ölümlü dünyada insan ömrünün ne kadar çabuk yitip gittiğini de anlıyordu.
Sayfa 35 - İletişim
Yatağına yattığında, yedi yitik gölgenin yaşadığı bu mutsuz evden geçen trenleri dinlerken yaşam, pervasız figüranların, yer aldıkları film hakkında hiçbir şey bilmedikleri bir prodüksiyon gibi göründü ona.
Sayfa 35 - İletişim
Başa gelen her şey, kişiyi en iyisine götürmek için bir adımdır.
Sayfa 71 - İletişim
Reklam
238 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.