Hz. Hasan R.A. ve
Hz. Hüseyin R.A.
ve onların hanedanları ve nesilleri, manevî bir saltanata namzed idiler.
Dünya saltanatı ile manevî saltanatın cem'i gayet müşkildir.
Onun için onları dünyadan küstürdü, dünyanın çirkin yüzünü gösterdi.
Tâ, kalben dünyaya karşı alâkaları kalmasın.
Onların elleri muvakkat ve surî bir saltanattan çekildi; fakat parlak ve daimî bir saltanat-ı maneviyeye tayin edildiler; âdi valiler yerine, evliya aktablarına merci' oldular.
Başka Sözlerde izah edildiği gibi dua bir ibadettir. Abd, kendi aczini ve fakrını dua ile ilan eder. Zâhirî maksatlar ise o duanın ve o ibadet-i duaiyenin vakitleridir, hakiki faydaları değil. İbadetin faydası, âhirete bakar. Dünyevî maksatlar hasıl olmazsa "O dua kabul olmadı." denilmez. Belki "Daha duanın vakti bitmedi." denilir.