Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Sosyal bilim okuyanlarımız çok iyi bilir: Objektif ol­madan objektif görünmek tutkusu, düşünürlerimizin, yazar­larımızın çoğunu onulmaz bir ortalamacılığa itmiştir. Kitap­ların çoğuna bakarsanız, her şeyin ortasını bulmak bakımın­dan dünyada Türklerden başka akıllı kalmamıştır.''
''Türkiye'nin siyaset hayatında ideoloji ve doktrin ad­ları pek yoktur da insanları ölçüp biçen sıfatlara bol bol rastlanır: iyi, temiz, namuslu.. Falanca kişi filanca göreve, o işi şu ya da bu doğrultuda, şu ya da bu düşünce siste­mine uygun olarak yürüteceği için değil, «dürüst, çalışkan ve bilgili» olduğu için getirilmiştir.''
Reklam
''Toplum, temel yapısından gelen sancılarla kıvrandıkça, yüzeydeki çatırtıları Bölücülük, bozgunculuk, kışkırtıcılık diye adlandırmak, arkasından da «Kardeş 'kanı akmasın» gerekçesiyle demir yumruk istemek artık faşizmin klasikleşmiş yolu oldu.''
Gittikçe muhafazakarlaştırılan Z kuşağını (Kanziler) anlatıyor sanki
«Milliyetçilik» etiketi altında, yabancı devletlerin yardakçılığını yapanlar, Türkiye'yi sömürmeye ve savaş tehlikesine biraz daha yakınlaştırmaya gelmiş insanlara alkış tutanlar,· «bağımsızlık, haysiyetli dış politika, kendi kaynaklarımıza sahiplik isteyenlere saldıran­lar, «satılmış» değillerse, mutlaka ya aptal ya da cahildirler.
''Bozuk işleyen düzen yüzünden, laiklik gibi Türk cumhuriyetinin en sağlam kalması gere­ken başlangıç ilkesi bile defalarca ayaklar altına alınmıştır. Yeni getirilen mekanizma, iktidarları halka yaklaştıracak yerde, halktan uzaklaştırmış ve statükocularla çıkarcıların etkisi altına sokmuştur.''
1963 Yılından
''Türkiye, dalgaları çok derinlerden gelen bir büyük oluş içindedir. İçinde yaşadığımız yıllar, kuşaklar ötesindeki tarihçinin kaleminde, belki de düşünebildiğimizden çok daha geniş bir anlam kazanacak.''
Reklam
''Tarihçi, olup bitenleri bir bütün olarak görebilmek, parçalan bir araya getirip olaylara topluca bir anlam verebilmek için, kendisine belli bir pers­pektif sağlıyacak uzaklığa muhtaçtır. Şerit çok erkenden kesildi diye şikayet eden öğrenci de, ileride, hayatının orta­larına doğru, kendi yaşayış ve görüş uzaklığının artmasıyla birlikte, «perspektif»in anlamını daha iyi sezecektir.''
1943 yılında Atsız yeniden dergi çıkarmaya teşebbüs eder. Atsız Mecmua'nın devamı olacak olan dergi Türk Sazı adını taşıyacaktır. İmtiyaz, Nejdet Sançar'ın eşi Reşide Sançar adına alınmıştır. Bayilerle anlaşmaları yapılan, Tasvir ve Cumhuriyet gazetelerinde ilanları çıkan dergi 15 Mayıs'ta dağıtıma verilmek üzere 14 Mayıs'ta
Peki Aziz Bey, bu ilk gününde kurultayın, Prof Dr. Mümtaz Soysal'ın ilginç bir tezi vardı. Diyor ki, "Partiler sivil anayasa konusunda önerilerini şimdiden getirsinler" bu da gerçekçi bir yaklaşım değil mi? "Kemal Tahir'in bir sözü vardır, l960'tan sonra anayasa yaparken, taslaklar ortaya çıkarken çok zaman geçti. O kızıyordu tabii. Abartarak konuşurdu. 'Yahu bunlar ne biçim anayasa profesörü? Her anayasa profesörünün her cebinde 4-5 tane anayasa taslağı olacak.' Derdi. Tabii öyle olmayacak, ama anayasa taslakları anayasa profesörlerinin dosyalarında olmalıdır. Muhalefet parililerin dosyalarında olmalıdır. Taslakları ve bunun tartışmaları şimdiden yapılmalıdır. Neyi nasıl yapacaklarını biz bilemeyiz. Bu kendileri için de gereklidir, bizim için de gereklidir. Onun için Mümtaz Soysal'a hak veriyorum.'' Ben
Sayfa 92 - 30 ekım 2000Kitabı okudu
Bir ara Deniz, «Bugünleri de yaz­mak gerek,» dedi. «Yazılacak elbette,» dedim. «Daha olayın çok ba­şındayız. Zamanla yazılır.» «Yarının gerçek edebiyatı bugünün mahpusanelerinden çıkacak, göreceksin,» dedi. «Yazarlarımız konu sıkıntısı çekiyorlardı. İşte bir sürü konu on­lara.» Doğru söylüyordu. «Peki ama neden yazarlarımız içeride değil?» «Niye?» dedim, «Fakir Baykurt burada. Dursun Akçam da burada. Muzaffer Erdost da. Mümtaz Soy­sal da.»
223 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.