Eğitimin hedeflerinden biri, toplumda üst kültür tabakasının güçlenmesidir. Bizde bunun tam zıddı oluşmakta, ilköğretimden üniversiteye kadar uzun tahsil yılları sonunda okumayı ve bilgiyi külfet sayan insanlar ortaya çıkmaktadır.
Ders kitapları ve sınav gölgesi dışında eğer ilköğretim sıralarındaki çocuklara yılda yirmi kitap, liselerde biraz daha seviyeli otuz kitap okutabilirsek verilmiş diplomalardan daha büyük bir başarı olur.
Çiçekler Üşümesin
Nurullah Genç
Kitabın giriş kısmın da Prof. DR. M. ORHAN O. 'Genç şair arkadaşım, özenle tertip edilmiş şiir defterlerini görünce, yaşadığı o içten gelen dürtüşü, Necip Fazıl'ın isabetli tabiri ile çile'sini bir daha hissettim.' diyor
Sevgili Orhan Okay'a katılıyorum, çilesini hissedip de bu duyguyu yaşamamak elde değil. Ve ikinci kez iyi ki Nurullah Genç okudum diyorum, okudukça bağımlısı olmak böyle bir şey heralde.
°° güzel sanatlar gibi, şiir de hiç şüphesiz bir arayıştır.
Fuzuli'nin dediği gibi, şiirin ele avuca sığmaz ceylanını avlamak kimin haddine? O ele geçerse zaten şiir de biter.
Şiirin çileli yolunda Nurullah Genç'i takip edip bir nebze de olsa onu anlayıp bu yolda devam etmek istiyorum..
Bir sonraki kitapda görüşmek üzere sevgili yazarım.
Türkiye'de okur-yazar oranı, okul ve üniversite sayısı olağanüstü artmış, buna mukabil gerçek okuyucu oranı düşmüştür. Memleketin nüfusunda okumayan okur-yazarların sayısı artıyor ve giderek bir okumayanlar toplumu hâline dönüşüyoruz.
Çiçeğe sevdalanan, ona nakışlarında, kullandığı eşyanın desenlerinde, giydiği elbisenin kumaşında yer veren, daha da önemlisi çiçeği bir dil hâline getiren, bir çiçek dili ve edebiyatı yaratan millet elbette medenidir.
Bazıları günün yirmi dört saatinde hizmet veren, birkaç milyon kitabı olan, hemen hepsinin de okuyucu ile dolduğu Batı ülkeleri kütüphaneleriyle bizimkileri karşılaştırmak gücümüze gitmiyor mu?