Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
TANPINAR BENZETMESİ
Tanpınar Teşbihi (Farkı-Tespiti) Adamın biri çok sevdiği elbisenin lekelenmesi üzerine terziye gitmiş ve bunun aynısını yap, demiş. Terzi de birkaç gün sonra aynısını hazır etmiş ama bütün lekeleri ile beraber. “Biz” diyordu, Tanpınar, “Batı’yı böyle aynen bütün lekeleri ile aldık.” Orhan Okay
Reklam
Yaşarken ün salmış, etkili olmuş bir düşünür, ölümünden sonra birden bire anılmaz oluyor. Orhan Okay, bu suskunluğu ve unutuşu, Beşir Fuad'ın dinsizliğine ve intihar etmesine bağlıyor.
"Hayatı planlamaya ne kadar gayret edersek edelim, bunun dışında kalan bir yanımız muhakkak ki bulunur. Bazen şunu amaçlayıp bunu murat edebiliriz. Fakat bir an gelir, bazen tasavvur ettiklerimizin, bazen de yapageldiğimiz şeylerin büsbütün dışına taşmış olmaz mıyız?"
Sayfa 145Kitabı okudu
"Büyük düşünür ve sanatçılar eserlerini yazarken kimseye cevap vermek ihtiyacını duymaz, başkalarını ikna gayretinden de bir o kadar uzak dururlar. Onlar kendi bestesini yapar gibi, ya da şarkısını söyler gibi yazarlar. Ayrıca alelâde okuyucudan ziyade, kendilerini anlayacak ehli vukuf bir zümreye hitap ettiğinin şuuru ile hareket ederler. Yaptıkları işin, ortaya koydukları sanatın kuşkusuz onlar da anlaşılmasını beklemez değildirler. Fakat unutulmamalı ki onlar sadece kendileri ile yarışır, her yeni eseri ile de gene kendilerini aşmak isterler. Yüksek sanatın ve düşüncenin kimselere itiraf edilmemiş bu yanı, sanatçıların içinde bir sır gibi saklı durur. O tür sanatçıların ve düşünürlerin yaşama iradesi, ya da haiz oldukları hayat hamlesi buna bağlıdır demek yanlış olmamalıdır."
"Unutulmamalı ki edebî eserlere asıl vücut veren husus, sanatçının estetik algılamasında yatmaktadır. Sanatçı bu yanı ile eserlerine şekil verir, onu kurar ve inşa eder."
Reklam
Çocukluğumun hangi çağına baksam bu kitap yokluğunun verdiği boşluğa, o acayip, çıldırtıcı can sıkıntısına rastlarım.
Sayfa 143Kitabı okudu
En iyisi, bırakalım hatıralar içimizde konuşacakları saati kendiliklerinden seçsinler.
Sayfa 134Kitabı okudu
Belki de sadece aramak ve bütün kapıları çalmak kâfidir.
Sayfa 134Kitabı okudu
Rüyalar
Korkuyla dolu gözleri hayatı hiç tanımamış gibi.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Leyla
Leylâ.. Elâ gözlü bir çöl ahûsu, Saçları bahtından daha siyahtır. Kurmuş diye sevda yolunda pusu, Döktüğü göz yaşı, çektiği ahdır. Leylâ.. Elâ gözlü bir çöl ahûsu. A. H. Tanpınar
Zaman Kırıntıları
Sanki siyah, simsiyah taşlar içinde Siyah, simsiyah kovuklarda yaşadık biz, Sanki hiç görmedik birbirimizi, Sanki hiç tanışmadık! A. H. Tanpınar
ŞİİRDE İÇ ŞEKİL
Şiirde her kelime, kendi zatı ve öbür kelimelerle, nisbeti yönünden şairin gözünde, içine renk renk, çizgi çizgi ve yankı yankı cihanlar sığdırılmış birer esrarlı billûr zerresidir. Şair bu kelimeleri gözbebeğine ve kulak zarına dayayarak seçer, dizer, kaynaştırır, bütünleştirir; ve bir simyacı hüneriyle terkibini tamamlarken, iç şekli, kendi içindeki mana heykeline eş olarak, kalıba döker. Dış kalıba esaret ve mahkûmiyet büyüdükçe iç şeklin hürriyet ve hayatiyeti tıkanırsa da, üstün sanatkâr daima dışla içi muvazene halinde tutmayı bilen ve doz sırrını bozmayandır.
Sayfa 162
1.286 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.