“Şunu bil ki Allah’ın senin vasıtanla bir kimseye hidayet ihsan etmesi, sana, üzerinde güneşin doğduğu her şeyden Allah’ın yanında daha hayırlıdır.”
Hz. Muhammed (sav)
Sayfa 575Kitabı okudu
"Hakikat sen, her sevdiğin kişiyi hidayete erdiremezsin. Fakat Allah'tır ki kimi dilerse ona hidayet verir ve O, hidayete erecekleri daha iyi bilendir. "
Kasas,56.Kitabı okuyor
Ensarın İlk Müslümanları
Neccâroğullarından Selemeoğullarına farklı soylara mensup Hazrecli grup şu sahabelerden oluşuyordu.
Es'ad b. Zürâre,
Avf b. Hâris,
Afra binti Ubeyd,
Rafi' b. Malik,
Kutbe b. Amir,
Amr b. Sevad,
Ukbe b. Amir,
Câbir b. Abdullah.
Medineli ilk Müslümanlar şehre döndüklerinde Peygamberimizin (sav) davasını anlatmaya başladılar. Kısa zamanda Medine'de İslam'ın konuşulmadığı ev kalmamıştı.
Sayfa 121Kitabı okuyor
Ey insanlar!
Gafletten sakının! Her şey fânîdir, ancak Cenâb-ı Hak Bâkî’dir. Birdir, şerîk ve nazîri yoktur. İbâdet edilecek yalnız O’dur. O doğmamış ve doğurmamıştır.
Evvel gelip geçenlerde bizler için ibretler çoktur.
İmanın girmediği kalp taştan daha katı, Allah korkusunun bulunmadığı vicdan kayalardan daha hissizdir.
Mekke'ye dönünce Meysere Hz. Hatice’ye istediği raporu veriyordu. Meysere ilk önce Rahip Mastûra’nın sözleri nakletti ona. Şam’daki yemin talebini, Peygamberimizin (a.s.m) tepkisini ve ardından da adamın kendisine söylediklerini anlattı. Ve bir de gelirken gördüğü iki melekten bahsetti. Bunları tekrar tekrar anlatıyordu.
“Allah’ım! İstikbal endişesinden, geçmişin tasasından, güçsüzlükten, gevşeklikten, pintilikten, korkaklıktan, bel büken borçtan, zalim ve haksız kimselerin musallat olmasından sana sığınırım!”
‘And olsun ki insanı Biz yarattık; nefsinin ona vesvese verdiğini de biliriz. Çünkü Biz ona şah damarından daha yakınız.’
Sayfa 195Kitabı okuyor
Sevgili Peygamberimiz, derin bir iç çektikten sonra, "Ben de biliyorum, Onun hükmüne her zaman boyun eğerim. Fakat anne yüzü, unutulmayacak bir yüzdür. O yüzü tekrar göremem diye üzülüyorum" dedi
"İlâhi Kader'e karşı boynumuz kıldan incedir. Can da O'nun, mal da; hepsi bize emanet. Emaneti nasıl vermişse öyle de alır."
Her yaşayan ölür, her yeni eskir, yaşlanan herkes zeväl bulur. Her şey fanidir, gider. Evet, ben de öleceğim..
Yemin ederim, Allâh’ın indinde bir dîn var ki, şimdi bulunduğunuz dînden daha sevgilidir.
Ve Allâh’ın gelecek bir Peygamber’i var ki, gelmesi pek yakındır. O’nun gölgesi başınızın üzerine düştü. Ne mutlu o kimseye ki, O’na îmân edip de, O dahî ona hidâyet eyleye! Vay o bedbahta ki, O’na isyân ve muhâlefet eyleye!
Yazıklar olsun ömürlerini gaflet içinde geçiren ümmetlere!
Hiçbir şey hakkında 'İnşallah' demeden 'Ben bunu herhalde yarın yaparım' deme! Unuttuğun zaman Rabbini an, “İnşallah' de,
'Umulur ki Rabbim, beni daha yakın bir hayra ve muvaffakiyete erdirir de!
Kehf, 23-24.Kitabı okuyor
"(Ey Resûlüm!) de ki:
"Ey Kâfirler! Ben, sizin ibadet etmekte olduklarınıza (putlarınıza) tapmam; siz de benim ibadet etmekte olduğuma ibadet ediciler değilsiniz. Zaten, ben hiçbir vakit sizin tapmış olduklarınıza tapıcı olmadım; siz de (hiçbir zaman) benim ibadet etmekte olduğum (Allah'a) ibadet edicilerden değilsiniz. Sizin dininiz (bâtıl itikadınız) size, benim dinim de bana!"
Kâfirûn SuresiKitabı okuyor
‘’Şüphe yok ki Allah, isterse, bu dini fâcir bir adamla da teyit eder!’’
Sayfa 118Kitabı okuyor