Hayatın en memnun olduğu anında bile, ruhudaki eksiklik hissi bir başka ihtiyaçla dağlanıyor; şimdi zannediyordu ki bu ihtiyaç, ancak böyle sıcak bir sevgiyle, böyle dostane bir vefayla tatmin edilecek...
Hayata karşı isyan insanı hatta rahattan mahrum bırakıyor, felaketten felakete değil, sefaletlere, hatta rezaletlere atıyor, pislik içinde bile çalkalıyordu.
Şöhret, arzu, aşk... Hepsi, hepsi boştu. Tutanacak, hayatta yardımcı olacak hiç, hiçbir şey yoktu. Yokluktan başka hiçbir şey hakiki, hiçbir şey, sonsuz değildi.