Yokmuş bir aha ey gül-i ra’na tahammülün
Bağrın ne yaktın ateş-i hasretle bülbülün
Yek-rengdir zeban-ı hakikatte hüsn ü aşk
Bang-i hazar şu’lesidir ateş-i gülün
Düzah-nişin-i ateş-i fakr olduğun kalır
Ey ahiret-harap tehidir tevekkülün
Tekrarlarla şübheleri daniş anlama
Gel arif ol ki ma’rifet olsun tecahülün
Yıkmaz bina-yı hane-i şatrancı zelzele
Zahid şikest-i dilde abestir ta’ammülün
Merdanelik asaleti meydanda bellidir
Hayber günü babasını kim sordu Düldülün
Galib ma’arifin de safası değer veli
Canan vasfıdır hele aslı tegazzülün
Fyodor Dostoyevski 'nin 1848 yılında yazdığı bir aşk hikayesidir. Kitapta karşılıksız aşk ve koşulsuz sevgi başarılı bir şekilde hissettiriliyor...
Kahraman anlatıcı bakış açısı ile, hikayenin ana kahramanı gözünden takip ettiğimiz bu hikayede 26 yaşında bir hayalperest insanlardan çok gezdiği sokaklarda evlerle konuşması ve nesneleri kişiselleştirmesi anlatılıyor. Kahramanımıza pembe ev renginin sarıya boyanmasının huzursuzluğunu ve mutsuzluğunu dile getiriyor. Bir diğer konuştuğu evde yanmaktan nasıl kurtulduğunu anlatıyor... Kahramanımız kendini de şöyle tanımlıyor:Duvara yapışmış sümüklü böcek.
Hikayenin sonunun iyi bitmemesi biraz üzdü. Başta beyaz olan gecelerin siyaha ve griye evrilmesi; hayatımıza bakışımızda, gördüğümüz her şeyde psikolojik halimizin nasıl etkili olduğunun göstergesi ...
Kitap oldukça keyifli ve sürükleyici... Keyifli okumalar dilerim...
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Dokuz Yayınları · 201974,9bin okunma
"Katoliklerin Endülüs'e bu kadar kafayı takmaları, her şehri indirip Elhamra'ya dokunmadan almaları, teknolojiyi ele geçirmek için Müslümanlara zulmedip sonra da yakmaları..."