Hiç düşündünüz mü yüzbaşım, dedim, hani bizleri şu cehenneme getirip tıkayan tüm o ideal dediğimiz şeyin ne boş, ne değersiz, sürekli hiç bir niteliği olmayan şişirilmiş barsaklar olduğunu?
Sayfa 158 - Gün Yayınları-1968Kitabı okudu
Ortada bir tanışıklık, ortada bir kin, bir kişisel düşmanlık yokken nasıl öldürebiliriz birbirimizi?
Sayfa 82 - Gün Yayınları-1968Kitabı okudu
Reklam
Bizler yeni kuşak. Bizler gençlik! Özgür insanlarla birlikte özgürce yaşamalıydık! Kanımız en değerli kral erguvanından daha da kırmızı, daha da değerliydi. Güzel masallara; yaldızlı giysilere, ağır kadifelere boşverip gerçeklere yol açmalıydık!..
Sayfa 26 - Gün Yayınları-1968Kitabı okudu
Kızıl Kaftanlı Ölüler Öldüklerinde
Böyle saatlerde sana "bunu yapman gerek" diyecek o kimse varsa, sana "ateşe atla!" dese dahi isteğini zevkle yerine getirirken kendisini hemen tanrılaştırır ve seni ateşe attığı için de, yaşlı gözlerle ona şükredersin.
Bizler, binlerce, onbinlerce, milyonlarca emekçi, bu savaş sarmaşığının gelişmesi, dalbudak salması için geceler boyu toprağı kazıyor, yüreklerimizin kanıyla suluyoruz. Demir dişli, demir tırnaklı sarmaşığı. Bunlar çok garip şeyler, ha sevgilim? Ama bu böyle işte... Bu bir gerçek...
Sayfa 132 - Gün Yayınları-1968Kitabı okudu
Şu gökkubbenin altında ne de bol sevgi varmış meğer! Susuz bir düzün bağrına akan engin bir ırmak!.. Gelincikli, al al, kıpkırmızı, çiçeklerini devşirmen için seni çağıran bir tepecik gibi çiçekli... Kişioğluna eğilip bu çiçekleri devşirmek görevi düşüyor sadece..
Sayfa 53 - Gün Yayınları-1968Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 121 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.