Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"duyu tapıncı genelde ve haklı olarak kötülenmiştir, bize kendimizden daha güçlüymüş gibi görünen, bizler kadar yüksek örgütlü olmayan varlık biçimleri ile paylaştığımızı fark ettiğimiz tutumlardan ve duyumlardan içgüdüsel olarak korkmuşuzdur. bile isteye, delicesine reddetmeler, en korkunç şekilde kendi kendine eziyetler, kendini inkârlar... bütün bunların kökeninde korku yatıyordu, sonuçta varılan nokta ise insanların bilgisizliklerinden dolayı kaçmaya çalıştığı hayali bir düzeysizleşmeden, daha korkunç bir şekilde düzeysizleşmesi, o olağanüstü ince alayıyla Doğa'nın o münzeviyi, çölün yaban hayvanlarıyla birlikte sürü halinde yaşaması için çöle sürmesi, keşişe can yoldaşı olarak tarladaki hayvanları armağan etmesi."
Reklam
Uykuya dalmış bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak yere tohum saçmaktır. Aptallık ve bilgisizlik yırtığı, yama kabul etmez. Ey öğüt verenler, ona hikmet tohumunu saçmadan önce, onu yamasız, yırtıksız duruma getir.
Allah istemedikçe ondan bir arpa tanesi dahi alamazsın. Yüzlerce kitap okusan, Allah takdir etmediyse aklında hiçbir şey kalmaz. Amaa... Allah’a kulluk edersen, bir kitap bile okumadan ağzından öyle inciler dökülür ki sen de şaşırır kalırsın, bunlar benden mi çıktı diye kendinden geçersin.
Yay gibi eğri olsam Elde tutarlar beni! Ok gibi doğru olsam, Yabana atarlar beni!
Sayfa 224Kitabı okudu
Küçük salonun fes renginde kalın, ağır perdeli geniş penceresinden dışarısı muhteşem, parlak bir suluboya levhası gibi görünüyordu. Saf mavi bir sema.. Çiçekli ağaçlar... Uyurcasına sessiz duran deniz... Karşı sahilde mor, fark olunmaz sisler altında dağlar, korular, beyaz yalılar... Bütün bunların üzerinde bir efsanevi rüyanın havai hakikati gibi uçan martı sürüleri!
Reklam
Ne mutlu o kişiye ki, kendi ayıbını görür; kim birinin ayıbını görürse, o ayıbı kendisinde bulur. Sende o ayıp yoksa da, yine emin olma; çünkü o ayıbı bir gün sen de yapabilirsin; o ayıp seni de bulur.
Size öyle geliyorsa öyledir.
Sayfa 64 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Uzunca bakılası bir alıntı
Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü.
Sayfa 29 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Trifon toprağı sevmez, ona hürmet ederdi. Çünkü birçok sevdikleri orada, onun altında, aklın durduğu bir yerde yaşıyorlardı. Fakat toprağın üstünde koşan, onun üstünde beş on para kazanmak kaygısıyla dönüp dolaşan insanlar ne tuhaf mahluklardı.
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.