Hiç doya doya mutlu hissedemem ben. Doyasıya mutlu. Kendimi mutluluğa kaptıramıyorum. Korkuyorum mutluluktan. Mutluluk her an sona erecekmiş gibi geliyor bana. İçimde hep o “her an sona erebilir” hissi vardır. O çocukça korku...”
annem elimizde kalan son eşyaları alıb pazara gitmiş ve onları patatesle,mısırla takas etmişdi.Böylece mamaliga pişirmiş,hepimize taksim etmişdi,biz yine de tencereye bakıb "yalayabilirmiyiz" demiştik
Bir kız arkadaşım vardı babası ölmüştü. Onun ricası üzerine , babama yazdığım bütün mektupları şöyle bitiriyorum “Babacığım ben ve arkadaşım Lera sana sevgilerimizi gönderiyoruz” Herkes bir babası olsun istiyordu.