Türkçüler için bir kadın meselesi yoktu. Bu bahisteki sessizlikleriyle, onlar, Türk kadının medenî haklara sahip olmasını isteyen garpçılara karşı İslamcıların haykırışlarını tervic eder görünüyorlardı. Ananenin eteklerine millî ucundan Türkçüler dinî ucundan İslamcılar yapışmışlardı. Ona el sürmek isteyenleri Tanzimatçılıkla damgaladılar. Avrupalılaşmanın maymunca bir taklitden öteye geçmeyen, en dar manasıyla kozmopolit ruhuna karşı nefretlerinde samimî olduklarından ve haksız olmadıklarından hiç kimse, hattâ garpçılar da şüphe etmiyordu; çünkü onlar da garpçılığın Âli, Reşid veya Mithat Paşalar zamanında olduğu gibi teşkilât kopyasından ve kanun tercümesinden ibaret kalmasına taraftar değildiler.
187 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Peyami Safa'nın düşünce dünyasını yakalamakta derinleşmek için okuyayım derken son derece derli toplu bir sosyolojiye tutulduğum kitap. Garp ve Şark medeniyetlerinin gelişim ve geri kalmış süreçlerini farklı yönlerden ele alan ve bizim de buradan kendi modern medeniyet inşamızdan anlamamız gerekenleri kendi fikir dünyası üzerinden tartışan bir metin. Elbette herkesin aynı düzlemde buluşmayacağı fikirleri vardır üstadın fakat Osmanlı sonu ve Cumhuriyet başı zihin dünyasına dair ve çağı yakalamada ayrıldığımız, birleştiğimiz, birleşemediğimiz hususları sebep ve sonuçlarıyla ele alan iyi bir kitap bence. Çok katmanlı bir metin olduğu için her konu tek tek tartışılabilir, ben bu kadarını yazmakla yetineyim.
Türk İnkılabına Bakışlar
Türk İnkılabına BakışlarPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2020428 okunma
Reklam
Gene Mustafa Kemal Kastamonu’da (1925) şöyle haykırmıştı:“Efendiler ve ey millet. Biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakikî tarikat medeniyet tarikatıdır. Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için kâfidir.
Yeni Turan, güzel ülke - Söyle sana yol nerede?
Çin’in beri tarafında, Hazar denizinin ötesinde, İran’ın üstünde, çok geniş ve büyük bir ülke vardı. Oranın halim tabiatlı büyük nehirleri, yeşil ağaçlı altın dağları, oranın zümrütten çimenleri ve bazan tozlu geniş çölleri vardı: İşte orası bizim asıl vatanımızdı, orası Turandı!
Ne mutlu bana ki Türk yaratıldım, Gönlümün en yüksek gururudur bu; Ne esir edildim, ne de satıldım, Türk benliği, Türklük şuurudur bu.
İshak RefetKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.