112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Öz Kimliğimiz
Okuyacağınız bu kitapta geçen; "İslâm-Kur'an yazısına dönmek gerçek kimliğimize dönmek demektir." Sözü ile tefekküre dalıp öz kimliğinizin farkına varacaksınız. Milletimize yeni baskısı sunulan bu eser, Türkiye' de yazı devrimi olmadan önce. 1926'da Bakû'da toplanan Türkiyat Kongresi'nde, Kazan delegesi Âlimcan
Harflerimizin Müdafaası
Harflerimizin MüdafaasıAlimcan Şeref Bey · Tarih Encümeni Yayınları · 202110 okunma
Bin yıllık milli yazı ya ne oldu
HALİDE Edib Adıvar, «Türkiye'de Şark Garp ve Amerikan Tesirleri» adlı kitabında, Kemalizm'in Türkiye'de lisana ve tarihe yaptığı baskılar kadarını Stalin'in Sovyetler Birliğinde. Hitler'in Nazi Almanya'sında yapmadığını yazar. Gerçekten de böyledir. Memleketimizde 1928'de tepeden inme bir inkılâpla milletimizin bin yıllık milli yazısı yasaklanmış, yerine Latin harfleri getirilmiştir.
Reklam
Halifelik
1918'in SONUNA GELİNDİĞİNDE bir politik kurum olarak HALİFELİĞİN tam bir fiyasko olduğu anlaşıldı. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Arap ve Müslümanların ayrılıkçı eğilimleri, İslamcı enternasyonalizmin silindiğini ve Müslüman halklar arasında enternasyonalizmin yerini milliyetçiliğin aldığını gösterdi. Halife sultanın 1915'te İstanbul'da ilan ettiği cihat, imparatorluğun Müslümanlarını etkilemedi. Hatta Müslüman Araplar, Türk ordusuna karşı Hıristiyanlardan daha büyük bir hırsla savaştılar. Dinî açıdan en ufak tereddüt göstermeden, milliyetçilik temelinde müttefik Hıristiyanlarla dava yoldaşlığı yaptılar.
Sayfa 147 - Can Yayınları
OSMANLI TÜRKLERİ Yakın Doğu'ya gelip Yakın Doğu kültür ve dininin kaynayan kazanına düştükten sonra iki farklı tip Türk türedi: saray Osmanlısı ve Türk. Kalıcı bir imparatorluk yaratma kararlılığı ve doktrinine sahip olan saray Osmanlılarının, yani yönetici sınıfın, 19. yüzyıl sonuna kadar itici güç olduğu su götürmez bir gerçekti. İlk baştan
Can Yayınları
(...)Yörük denen, Türkiye'de, günümüzde özellikle Antalya ve İzmir dağlarında yaşayan ve kadınların konumu konusunda yerleşik köylülerden ne kadar farklı olduklarını gösteren göçebe Türk kabileleri vardır. Her iki grup da Müslümandır ama yerleşik Anadolu köylüsü dış etkilerle farklılaşmış olmasına karşın, göçebeler yüzyıllar öncesindeki gibidir. Onlarınki, bazı bakımlardan Batılı feministleri memnun edecek bir toplumdur. Kadınlar peçe takmaz, çokeşlilik ve boşanma hemen hemen bilinmez, evlilik uzun bir ilişki ve özgür seçimin bir sonucudur. Kadınlar erkeklerle her bakımdan eşit düzeydedir ve sosyal ve kabile işlerinden olduğu kadar kişisel ahlâk işlerinden de sorumludurlar.s.21
Can Yayınları
Yeni yurttaşlık yasasının yerleştirilerek kadının sosyal olarak özgürlüğe kavuşmasına cumhuriyetin katkısı, tarihi olarak en önemli evredir.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
103 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.